Bir stand-up komedyeni, bir devlet adamı
Birleşmiş Milletler
Bu yine Birlemiş Milletler’in düzelmiş hali. 15 sene önce, Le Corbusier, Wallace Harrison ve Oscar Niemeyer’in tasarladığı bu efsane binanın koridorlarında yürürken kendimi 60’lı yıllardan kalma bir casus filminin setindeymiş gibi hissediyordum. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünyada barışı sağlamak için kurulan bu örgüt de tıpkı binası giderek zamana yenilmiş gibiydi. Duvarlardan sarkan kablolar, atıl kalmış telefonlar, bir önceki yüzyıla ait ama klasik olamamış mobilyalar, berbat bir aydınlatma ve genele olarak hayalet şehri andıran bir bina...
Her Eylül buraya gelip konuşma yapan liderlerin dediğine bakılırsa BM’nin çoktandır hiçbir önemi yok. Ama her Eylül gelip yine de konuşma yapma alışkanlığından vazgeçmiyorlar. Çünkü Genel Kurul toplantısı, ABD’de yapılan yaygın bir benzetmeyle, casuslar dünyasının Super Bowl’u. Bunu “Şampiyonlar Ligi finali” olarak da uyarlayabiliriz.
Devlet başkanları, bakanlar, diplomatlar, casuslar ve tabii ki gazeteciler bir hafta boyunca aynı havayı soluyor ve dünyanın sorunları için bir şey yaparmış gibi gözüküyor. Ya da gerçekten bir şey yapmaya çalışıyor. BM’nin işlevi gibi Genel Kurul toplantılarının amacı da giderek bulanıklaşıyor bu dünyada.
Geçmiş yıllarda gelen liderler Genel Kurul konuşmalarında da konuyu BM’nin işlevini yitirdiğine getirirdi. Kimi ülkeler de Batı’ya yönelik sitemlerini haykıracakları bir platform olarak kullanırdı UN kürsüsü. Castro uzun uzun Amerikan emperyalizmini anlatmıştı mesela. Son yıllarda kimin ne söyleyeceğini önceden kestirmek mümkündü.
Bu sene belki de son yılların en önemli Genel Kurul toplantısı. Bu sene 80. kez toplanıyor BM Genel Kurulu.
FİLİSTİN’İN YILI
Bu sene Filistin’in yılı. Pazartesi günü Macron ve MBS’in ev sahipliğinde “İki devletli çözüm modeli” tartışıldı. Trump bu çözüme hiç yanaşmıyor, oysa ABD’nin resmi politikası da bu yöndeydi. Toplantıda Erdoğan da bir konuşma yaptı. Emmanuel Macron ise Fransa’nın resmen Filistin’i tanıyacağını söyledi.
Amaç savaşı bitirme gücü olan ABD üzerinde baskı uygulamak. Ancak Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanıyarak ellerindeki son kozu da oynadıklarına dair kaygılar da dillendiriliyor.
Tanıma iyi hoş da Filistin’e yardım gidecek mi, açlık bitecek mi, ateşkes sağlanacak mı? Yoksa sadece iyi niyet sözlerde mi kalacak?
BM hakkında bilmek istediğiniz ve istemediğiniz her şey
Sıralama önemlidir
Genel Kurul salonda bazen her gün değişen bir oturma düzeni var. Pazartesi günü alfabetikti mesela. Salı günü biraz daha karışmıştı. Bu masalarda diplomatlar oturuyor, hatta bazı ülkeler masalar boş kalmasın diye BM misyonunda görev yapan çalışanları dönüşümlü olarak salona gönderiyor. Kimse boş salona konuşmaktan hoşlanmaz.
Geleneksel olarak ilk konuşmacı her zaman Brezilya. BM kurulduğunda, tıpkı sınıfta ilk soruyu sormakta tereddüt eden öğrenciler gibi, hiçbir ülke konuşma yapmak için öne atılmamıştı. Brezilya talip oldu, gelenek de böyle sürüyor. İkinci konuşmacı her zaman ev sahibi ülke ABD.
Konuşma sırası genellikle “first come first serve” denilen yöntemle belirleniyor, ilk gelen kapıyor. Son yıllarda bütün ülkelere dijital ortamda aynı anda açılıyor, hızlı parmaklar kazanıyor. Türkiye bu sene dördüncü sırada, demek ki Ankara’daki parmaklar çok iyi çalışmış.
Sıralama şu açıdan önemli: Salon hemen her zaman ABD için tıklım tıklım doluyor, ilerleyen saatlerde boşalıyor. ABD’ye yakın konuşan da karşısında nispeten daha dolu bir tribün buluyor. Aslında herkes sadece kameralara konuşuyor.
Erdoğan’ın Genel Kurul’a hitabı........
© Habertürk
