Yeni süreçte CHP seyirci mi olacak kurucu mu?
Bu yazı yazılırken İBB’ye 4. dalga operasyonu tamamlanmıştı.
Söyleyeceklerim muhalefetin nasıl destabilize edildiğini görmeyen ya da umursamayan birinin sözleri değil, bunu en başta hatırlatma gereği duyuyorum.
Macaristan gezisinden çok daha önce de yazmıştım.
En son TV100’de Erdoğan Aktaş’ın yönettiği programda yayına bağlanan CHP’li Murat Emir’in kendisine de söyledim. Bir anayasa tartışması başlayacaksa CHP’nin bunun dışında bırakılması ya da kendi isteğiyle dışarda kalması çok sakıncalı.
Neden mi?
Adım adım gidelim.
Bir yanda operasyonlar devam ediyor, bir yanda CHP’nin kurultay meselesi ile ilgili kazan kaynatılıyor ve evet, CHP kurmaylarının da tabanının da canı burnunda.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Macaristan dönüşü sarf ettiği birkaç cümle, anayasa ile ilgili tartışmayı yeniden başlatıyor.
“Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Benim tekrar seçilme veya aday olma gibi bir derdim yok” sözleri, teknik bir süreçten çok, siyasi pozisyon alma çağrısı. Bu çağrının açık muhatabı da Cumhuriyet Halk Partisi.
Erdoğan burada “aday olmayacağım” demiyor; sadece bu meselenin önceliği olmadığını vurguluyor. Ama aynı açıklama, aslında CHP’ye yapılan bir “icaba davet” niteliğinde. İcaba davet, Borçlar Hukukuna müzahir bir kurumdur ama mecazen siyasette de karşılığı var.
Çünkü aynı zamanda şunu söylüyor Erdoğan:
"Diyoruz ki; gelin el ele verelim. Komisyonlarımızı kuralım ve bu komisyonlarla beraber sivil anayasayı bir an önce oluşturalım ve milletimize takdim edelim. Hem milli olsun hem yerli olsun. Böyle bir anayasayı inşallah Türkiye görsün, yaşasın. Olmaması için hiçbir sebep yok. İlk dört madde ile ilgili herhangi bir sorun yok. Yani AK Parti olarak bizim böyle bir sorunumuz yok ve diğer siyasi partilerin de hemen hemen birçoğunun böyle bir sorunu yok. Ortada ilk dört madde ile ilgili bir sorun olmadığına göre, sadece yol haritasını belirleyeceğiz”
CHP’nin bu çağrıya yanıtı “müzakere değil mücadele edeceğiz’’ oldu ama bence kapı hala kapanmadı.
Çünkü mesele sadece anayasa değil; sistemin tıkanıklığı ve sıkışmanın arttığı alanlarda ortaya çıkan yapısal........
© Habertürk
