Türkiye'nin terörsüz gelecek arayışı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Doha’da yaptığı son açıklamalar, Türkiye’nin terörle mücadele konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyarken, devletin uluslararası sahnedeki ağırlığını ve ciddiyetini de hatırlattı. Fidan, PKK’nın Suriye’deki etkinliğine karşı, “DEAŞ nasıl sistemden çıkarıldıysa PKK da çıkarılacaktır. Ya kendi rızasıyla barış içinde çekilecek, ya da başka türlü çıkarılacak” diyerek son derece net bir ifade kullandı.
Bu sözler bir tehditten ziyade ; Türkiye’nin bölgesel statükoyu kendi güvenlik önceliklerine göre yeniden dizayn etme kararlılığının ilanı.
Fidan’ın Suriye’nin toprak bütünlüğü vurgusu ise, federatif ya da özerk yapı girişimlerine karşı çizilen kırmızı çizgilerin altını bir kez daha kalın şekildeçiziyor.
Bu açıklamaları yalnızca bir güvenlik politikası olarak değil, çok aktörlü bir sahnede Türkiye'nin ağırlığını yeniden hissettirme çabası olarak da okumak gerekiyor. Ancak bu dış politika söylemi, içerideki siyasi iklimle kesişen bir başka gerilim alanından tamamen âzâde değil.
İmamoğlu’na karşı yürütülen yargı süreciyle gerilen ortam, bir noktada Hakan Fidan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında “haddini bil” tartışmasına evrilmişti. Daha önce objektif ve diplomatik tavrına sıcak bakan en azından mahcup takdir çizgisinde duran muhalifler bile, bu kırılmadan mütevellit gerginlikle şimdi Fidan’ı doğrudan hedefe koyuyorlar. Kimi zaman bir Kıbrıslı gazetecinin........
© Habertürk
