Temsil-i tehir süreci mi desek?
8 Eylül muhalefetin geleceği açısından son derece üzücü anlara sahne oldu.
Önce CHP İstanbul İl Başkanlığı binası sabaha kadar binlerce polisle çevrildi. İçeri girmeye çalışan partililere zaman zaman gayet sert olabilen müdahaleler uygulandı; biber gazı kullanıldı. İl başkanlığına varan yollar otobandan başlanarak kapatıldı, sokaklar boşaltıldı. Yaşananlar, bir güvenlik önleminden çok daha fazlasıydı.
Partililerin binalarına giremediği ve biber gazına maruz kaldığı ama mahkeme tarafından görevlendirilen ismin polisler eşliğinde rahatça hareket edebildiği anlardı bunlar.
Bir ara milletvekili Ali Mahir Başarır’ın dahi il binasına yaklaştırılmadığını gördüm. Oysa il başkanlığı gibi görevler parti içi tüzükle belirlenirken milletvekillerinin görevlerini yerine getirebilmeleri, temsil haklarını kullanmaları doğrudan Anayasa madde 67 ve 83 gereği güvence altındadır.
Gürsel Tekin’in parti binasına bu kadar yüksek güvenlik önlemleri ile girmesi ‘bir parti içi çatışma’dan çok daha fazlası olduğu izlenimini verdi maalesef.
Gürsel Tekin’lepek çok TV yayınında yer aldım, aynı görüşte olmadığımız zamanlarda bile çizgisini, üslubunu koruduğuna tanığım. Ama sahiden neden siyasi kariyerine böyle bir durak -hatta belki de final- atadığını anlamıyorum.
Çünkü bu denli orantısız bir kamu gücü kullanımından destek almak, kendisinin iyi hatırlanmasını sağlamayacak.
Üstelik olan şey, bir siyasi partinin kendi iç hukukuna göre yürüttüğü bir kongre sürecinden, delegenin iradesinin fesada uğratıldığına dair iddiaların sonucunda bir asliye mahkemesinin bir tedbir kararı vermesinden fazlası değil.
Şöyle özetleyeyim:
38. Olağan İstanbul İl Kongresi (8 Ekim 2023)........
© Habertürk
