Colani İdlib'i nasıl yönetti?
4 Ocak’ta Fransız ve Alman iki bakan Şam’da Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) lideri ve yeni yönetimin başındaki Ahmed Şara ile bir araya geldi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Avrupa Birliği adına bu teması kurdular ve bu Beşar Esad rejiminin sona ermesinin ardından Suriye ile yapılan ilk diplomatik temastı.
Ahmed Şara namı diğer Colani, Alman Bakan Baerbock’un elini sıkmadı . Ama zaten bakan hanım da elini uzatmadı, dersini çalışmıştı. Yine de bizim haber sitelerinde konu bu tokalaşma üzerine haberleştirildi. Oysa iki bakan şerhlerini koysalar da geldiler ve olaysız bir ziyareti geleceğe yönelik temennilerle tamamladılar. Çünkü Batılılar bu yeni iktidar profilinden pek hazzetmeseler de ne ile karşı karşıya olduklarını biliyorlar.
Nasıl bildikleri sorusunun cevabı ise kendisine ve yaptığı işe saygısı olan uzmanların olabildiğince objektif bakış açısıyla hazırladıkları raporlarla ilgili.
Bunlar arasında son günlerde öne çıkan bir rapor var. Patrick Haenni ve Olivier Roy tarafından yayınlanan “2017-2024 yılları arasında İdlib bölgesinde HTŞ'nin dini hukuk ve polis yönetimi” başlıklı rapor.
Rapor kısaca “Ahmed Şara henüz Colani iken tam sekiz yıl Idlib’i nasıl yönetmişti?” sorusunu yanıtlıyor. “Devrim öncesi İdlib’de hayat neye benziyordu?” meseslesini de gayet iyi aydınlatan bir çalışma.
Savaşın ve çatışmanın seyreldiği anlarda ortaya çıkan tüketim kültürü ve mahcup eğlence ihtiyaçlarının kamusal alanı nasıl dönüştürdüğü kısmı bir hayli ilgi çekici.
Roy ve Haenni’nin raporunun merkez noktası, Colani’nin selefi din adamlarının baskıcı görüşleri ve savaşan tarafın eylemselliğe ve şehitlere layık bir sosyal hayat dayatmaları ile çoğu HTŞ’ye destek veren tüccar takımının AVM’lerdeki nargile salonlarının ve ‘cafe’lerinin ayakta kalması için gereksindikleri özgürlüğü nasıl dengelemeye çalıştığı ve bunu da kısmen başardığı meselesi.
Çünkü bu kısım HTŞ’den dönüşen yeni yönetimin ve Ahmed Şara’nın İdlib’den daha büyük, daha parçalı ve çok kültürlü yapısını nasıl yöneteceği, beklentileri nasıl dengeleyeceği hakkında bir fikir veriyor.
Rapor sayesinde yaptığı açıklamalarda HTŞ’nin şeriatın uygulanması konusundaki görüşlerini yumuşattığını ve sadece diğer siyasi gruplara açılmakla kalmayıp Suriye'nin çok etnikli ve çok dinli bir toplum olduğunu kabul ettiğini ifade eden Şara’nın bunu sadece taktiksel bir hamle olarak söylemediği ortaya çıkıyor. Hem de raporu yazanlar sonuç kısmında Colani’nin ‘doktrinden yoksun’ bir yol seçtiğini ifade etmesine, yani başarısız olmasını temenni etmelerine rağmen çıkıyor bu sonuç.
Neden mi?
Rapora göre üç temel durum var, 1) Şara selefi din adamlarından gelen baskıya rağmen yerel kurumlara yetki devretmekte hiç kıskanç davranmamış. 2) Üniversitelerde cinsiyet ayrımını kaldırmaya çalışmış. 3) Din adamlarının önerdiği ve İslam Ceza Hukuku’nun bir cüz’ü olan had cezalarını uygulamaktan kaçınmış. Bu üç unsur raprorda örneklerle anlatılıp tescilleniyor.
IDLİB’DE GÜNDELİK HAYAT: NORMLARI UYGULA AMA PİYASAYI ÖLDÜRME
Peki, Colani’nin daha önce bir röportajda bahsettiği ‘Hisba’ gibi, din temelli ‘genel ahlak yasası’ İdlib’de 2023’te nasıl çıktı ve uygulandı? Neden icab etti?
Rapordan özetle şöyle oldu: 4 Mart 2020 tarihindeki ateşkesin ardından savaş atmosferi sönümlendi. COVID'in evlere tıktığı insanlar da salgının kontrol altına alınmasıyla yavaş yavaş evlerden dışarı akın etmeye başladı. Gerilimin bitmesi İdlib'de aşamalı olarak canlı bir kamusal alan ortaya........
© Habertürk
visit website