menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Büyük kongrenin düşündürdükleri: Bir ihtimal daha var mı, yoksa sadece bir hayal mi?

44 0
26.02.2025

AK Parti'nin son kongresi, her zamanki gibi büyük bir organizasyonla gerçekleşti. 8. Olağan Büyük Kongresi'nde yapılan tüzük değişikliğiyle MKYK'de 36 isim yerini korurken, 39 isim yeni parti yönetiminde yer almadı. Kurula 39 yeni isim girdi. Böylece MKYK'nin yüzde 52'si yenilenmiş oldu.

AK Parti Genel Başkanvekilliğine Efkan Ala ve Mustafa Elitaş getirildi. Hayati Yazıcı Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı, Ahmet Büyükgümüş Teşkilat Başkanı, Ali İhsan Yavuz Seçim İşleri Başkanı, Muhammed Faruk Acar Tanıtım ve Medya Başkanı, Zafer Sırakaya Dış İlişkiler Başkanı olarak görev yapacak.

Sosyal Politikalar Başkanı Fatma Betül Sayan Kaya, Yerel Yönetimler Başkanı Mustafa Demir, Ekonomi İşleri Başkanı Nihat Zeybekci, Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı Belgin Uygur, İnsan Hakları Başkanı Hasan Basri Yalçın oldu.

MKYK’nın R’si yenilenmiş oldu dedik. Pek çok kişiye göre bunun pek öyle bir anlamı yok. Hatta AK Partililer bile aynı tespiti yapıyor. Onlar için bile AK Parti epeydir aslında Erdoğan’dan ibaret. ‘Yeni dönem’ vurgusuyla başlayan büyük olağan kongrede kimlerin gelip gittiğinin, gemiden kimlerin inip kimlerin bindiğinin o kadar önemli olmadığını aslolanın Erdoğan’ın ne yapacağı olduğunu söylüyorlar. Seçilecek rotaya Erdoğan karar veriyor ve bu kararda MKYK üyelerinin bir etkisi yok. Söylenen bu. Gelgelelim, aynı kişiler bu durumun aynı zamanda AK Parti’ye esneklik sağladığını da ifade ediyor. Aynı insan kadrosu ile farklı bir rotaya gidilebilir veya çok farklı profillerle aynı yola devam da edilebilir. Hepsi mümkün.

Ancak bu düşünceye katılmayanlar da var. Onlara göre Erdoğan’ın gücü ve nihai belirleyici olan durumu, son kongrede gerçekleşen transferlerin ve yapılan görevlendirmelerin hiçbir anlamı olmadığı manasına gelmiyor.

İYİ Parti AK Parti’ye en çok vekil ihraç eden parti durumunda mesela. Gerek bu kongrede, gerekse daha önce epey geçiş oldu. Muhalif mahfillerde bu durum Meral Akşener’in Beştepe ile kurduğu ilişkilere bağlanıyor. Lakin tüm bu iç gerilim hattından bağımsız olarak gözlem yapan biri şunu söyleyebilir: Son yıllarda AK Parti’ye katılanlar ve İYİ Parti’den gelenlerle AK Parti kendisini merkez sağ odağına yerleştiriyor. AK Parti artık daha fazla sağcı daha az İslamcı bir parti.

Ancak Efkan Ala’nın pozisyonunun güçlenmesi, Hayati Yazıcı’nın varlığı epeydir ihmal edilen ‘muhafazakar demokrat’ kimliğinin de korunmaya çalışıldığı izlenimi veriyor. Ala’nın pozisyonundaki devamlılığı aynı zamanda içeriği ile ilgili henüz bir netleşme olmayan ‘Yeni Anayasa’ meselesine de gönderme yapıyor. Devlet Bahçeli’nin çıkışıyla başlayan ve ikinci açılım, yeniden çözüm süreci derken ‘Terörsüz Türkiye’ adında mutabık kalınan inisiyatifin devamı ve sonuca ulaşması........

© Habertürk