menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeni repertuar da gerekiyor…

35 0
27.07.2025

“REPERTUAR…” kavramı, sadece müzikte değil, iletişim sosyolojisinde ve siyasette de önemli anlam tutar.

Bireylerin veya toplulukların iletişim sürecinde kullanabilecekleri davranış, dil, ifade, norm ve araçlar ile stratejilerin bütününü kapsar…

Kişiler veya kendini bir grubun mensubu görenler, iletişim durumuna göre farklı yolları seçer.

Buna durumlarına göre, “Sembolik Etkileşim” veya yaşam sahnesindeki rollerden yola çıkılarak, “Dramaturjik Yaklaşım” ya da “Pratik Teori” isimleri verilir…

Bilim insanları Pierre Bourdieu ile Erving Goffman aynı noktaya işaret eder, “bireyler etkileşimlerinde repertuarlara bakarak anlam yaratma yoluna gider…”

Hatta geçmişteki ile gelecekte üstlenmek durumunda kalacakları rollere uygun davranışları, bu repertuara göre tayin eder…

Başta dil olmak üzere, jestler, mimikler, kullanılan teknolojiler, benzetmeler, marşlar, sosyal medya paylaşımları, lakaplı kimlik, atfedilen tanım, repertuarının parçasını oluşturur.

Yeni bir başlangıç yapılacaksa, sosyal hayatın yeni dinamikleri yeniden oluşturulacaksa, yeni bir kültür ve güç ilişkisiyle toplumsal değişim gerçekleştirilecekse, anahtar kavram repertuardır…

Eğer bir yolda başarıya ulaşılmak isteniyorsa, bunun taraflarının geçmiş repertuarlarını yok edip, suçlayıcı, öteleyici dili yok etmesiyle olasıdır.

Çünkü ötekileştirmek, çözümün en büyük günahları arasında yer tutar.

Eski kavga dili yerine, çatışma çözümüne odaklı bir dilin taraflara hakim olması gerekir.

Bütün bunları sıralamamın nedeni Terörsüz Türkiye süreci kapsamında TBMM’de oluşturulacak Komisyon…

Daha kurulmadan yaratılan iklim, kullanılan dil, ısrarla dışlanmak için çaba gösterilen kesimlerin bulunmaması, dört tekerden birinin eksik kalması demektir ki, üç tekerle de varılmak istenen yere ulaşılmaz…

Bundan dolayı barış sürecinin başarıya ulaşması için, istihbarat ve güvenlik birimleri tarafından yürütülen teknik müzakere değil, siyasal, toplumsal ve kültürel düzeyde yeni bir repertuara da ihtiyaç vardır.

Bunu ağırlıkla inşa edecek olan da toplumun bütün kesimlerinin temsil edilmesinin sağlanacağı TBMM’de oluşturulacak Komisyon’dur…

Hemen belirteyim ki bu konuda işinin ne denli zor olduğu da görülüyor…

Temel nedeni de başta devlet kurumları olmak üzere, siyasetin, medyanın, sivil toplum örgütlerinin bu konuda zihni bir hazırlığının olmaması…

Türkiye’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği 11 girişimin sonuca ulaşmamasının temel nedenlerinden biri de burada yatıyor.

Bu kez önemli bir adım atıldı ve bunun heba edilmemesi için herkesin ve her kesimin çaba göstermesi gerekli; herkes söylem haznesini yenilemeli…

Türkiye’nin geçmiş pratiklerinin yanında, konu üzerinde uzmanlaşmış çok kıymetli bürokrat, teknokratları, hukuk insanları ile gazeteci ve akademisyenleri var…

Bunların başında da Divandaki Düşmanlar isimli kitabında da bütün içinde yer aldığı çözüm........

© Habertürk