Ev aletleriyle saldırmazlık antlaşması yapmak!
“Savaşın Namusu” antik çağlardan bu yana hemen tüm uygarlıklar tarafından kabul edilmiş gizli bir anlaşmadır…
Daha çok ahlaki olarak değerlendirilmiş, birkaç istisna dışında savaş parantezi içine çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelliler; söz konusu ganimet paylaşımı dahi olsa konmamıştır…
İstisna olarak bahsettiklerim de genellikle soykırım ve küçük kıyamet olarak adlandırabileceğimiz savaşlardır. Ve ne yazık ki dünya tarihini yazan bu istisna vahşetlerdir…
Tarih ve çağ kavramı bu vahşetlerin skorlarına göre açılıp kapanır, kendine yeni isimler bulur. Misal terör de o isimlerden biridir. Hadi biz, “Devlet Terörü” kavramından yürüyelim…
Teknoloji çağında savaş endüstrisini konvansiyonel silahlarla bir yere kadar taşıyabilirsiniz. İnsanın hırsını tatmin etmeyecek sıradan, bir yandan da üstünde uzlaşılmış silah envanteriyle kazanan ya da kaybedenin belirlenmesi çok uzun zaman alır. En basit örneği de halen Rusya- Ukrayna cephesinde yaşanandır…
Bir de İsrail’in Lübnan, Gazze ve Ortadoğu coğrafyasında denemelerini yaptığı topyekûn kıyıma dayalı silah/ savaş modeli var. İşte çağımızın istisna vahşeti tam olarak budur…
Çağrı cihazı, telsiz, telefon ve hatta güneş panelleri üzerinden birer gün arayla gerçekleşen saldırılar “Savaşın Namusu”na olduğu kadar, savaş tarihine de halel getirecek ciddi bir adımdır…
Öyle ki önceki gün lafladığımız eğitimci, araştırmacı yazar Prof. Dr. Mustafa Zülküf Altan yaşananı bir fragman olarak değerlendirip üstüne de şu tüyler ürperten açıklamayı yaptı; “Evlerimize doldurduğumuz........© Habertürk
visit website