menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir albümün çıkış hikâyesi

38 0
27.10.2025

“Springsteen: Hiçlikten Kurtar Beni” (Springsteen: Deliver Me from Nowhere), Bruce Springsteen’in hayatındaki belirli bir döneme odaklanıyor. Warren Zanes’in 2023’te yayımlanan aynı adlı kitabını filme uyarlayan yönetmen Scott Cooper, Springsteen’in 1982 tarihli “Nebraska” albümünün hazırlık ve kayıt sürecini konu alıyor. Ama bu öyle bir süreç ki, sadece geçtiği 8-9 aylık dönemi ve tek bir albümün ortaya çıkışını anlatmıyor; Springsteen’in müzik kariyerinin ve sanatçı kimliğinin özünü de yansıtıyor. Çünkü albüm, Springsteen için aslında her anlamıyla öze dönüş çabası…

Film başladığında, Springsteen (Jeremy Allen White) beşinci stüdyo albümü “The River” ile ülke çapında şöhrete ulaşmış bir müzisyen... Albüm satışları çok iyi gidiyor ve ilk 10’a giren şarkılarıyla müzik yapımcılarının beklentilerini çok yukarılara taşıyor. Konserlerindeki, her şeyini ortaya koyan o yoğun performansıyla çok seviliyor. Filmin hemen başında kuliste, turnesinin son konserinin ardından tükenmiş halde çıkıyor karşımıza. Kulise gelen menajeri (Jeremy Strong) ile olan konuşmalarından, dinlenmeye ve yalnız kalmaya ihtiyaç duyduğu bir dönemde olduğunu anlıyoruz.

New Jersey’de doğup büyüdüğü yerlerden çok da uzak olmayan Colts Neck’te, göl kenarındaki inziva evine yerleştiğinde, Springsteen’in derdinin bir mola veya kendini toparlama çabasının çok ötesinde olduğunu fark ediyoruz. Yapımcıların ve piyasanın beklediği yeni Springsteen albümünü çıkarmak yerine, müzikle ve kendisiyle ilgili her şeyi yeni baştan düşünmek istediği belli oluyor.

Öncelikle, çocukluğunun kötü anılarıyla yüzleşmek istediğini hissediyoruz. Özellikle de babasıyla (Stephen Graham) olan ilişkisindeki sorunlarla… Filmin siyah beyaz olarak seyrettiğimiz ilk “geçmişe dönüş” sahnesinde, annesi (Gaby Hoffman) küçük bir çocukken onu otomobiliyle babasının içtiği bara götürüp bırakıyor. Bruce barda oturan babasının yanına gidiyor ve onu eve çağırıyor. Evde geçen sahnelerde, babasının oğluna sürekli dövüşmeyi öğretmek istediğine, içkili haliyle sorunlar çıkardığına ve eşiyle sürekli kavga ettiğine tanık oluyoruz.

New Jersey’deki The Stone Pony adlı konser salonunda tanıştığı Faye Romano (Odessa Young) ile ilişkisini kalıcı hale getirmek istemiyor Springsteen. Faye’den hoşlanmasına ve ilişki iyi gitmesine rağmen uzaklaştırıyor kendini. Önceki ilişkilerinde başarılı olamadığını ve ona zarar vermek istemediğini söylüyor ısrarla. Yalnız kalmak istediği bir dönemde olduğu çok belli; çünkü eve kapanıp şarkılar yazmak istiyor.

İlk başta amacını, “önceki albümünde yaptığı gibi stüdyoda çok uzun zaman geçirmek yerine, kayda daha hazırlıklı girmek” olarak açıklıyor menajeri Jon Landau’ya… Bu yüzden, evde tek başına kayıt yapmayı denemeye karar veriyor. Gitar teknisyeni Mike Batlan’dan (Paul Walter Hauser) yardım istiyor. O da dört kanaldan kayıt yapan TEAC 144 Portastudio adlı bir kaset kayıt cihazı satın alıp getiriyor. Batlan, yatak odasına kurduğu cihazın teknik kalite anlamında beklentilerini karşılamayacağını söylediğinde, Springsteen “Olsun, önemli değil” diyor ve amacının stüdyo çalışmaları sırasında model alabilecekleri bir demo kayıt olduğunu söylüyor. Şarkılarını yazıp bitirdikçe Batlan, mikrofonları ayarlayıp........

© Habertürk