menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ayrı dünyalar, ayrı hikâyeler

41 0
17.10.2025

Pelin Esmer’in yazıp yönettiği “O da Bir Şey mi?”, kültürel ve sınıfsal olarak “ayrı dünyalardan”, farklı kuşaklardan gelen iki karakter üzerine kurulu… İlki İstanbul’da yaşayan orta yaşlı film yönetmeni Levent (Timuçin Esen), diğeri Söke’de Efes Oteli’nde çalışan genç Aliye (Merve Asya Özgür)… Her şey Aliye’nin, gerçek kimliğini gizleyerek Levent’in telefonuna sesli mesajlar göndermesiyle başlıyor. Daha önceden tanışmıyorlar. Hayatlarının kesiştiği nokta, Levent’in Söke’de katıldığı film festivali ve kaldığı otel…

Levent, Aliye’nin ardı arkası kesilmeyen mesajlarına giderek daha çok ilgi gösteriyor. İpuçlarını birleştirdiğinde, onun otelde çalıştığını anlamakta pek zorlanmıyor zaten. Levent’in annesi (İpek Bilgin) mesajları dinledikten sonra “Umut verme kıza” diyor korumacı tavırla. Ama Aliye’nin mesajlarında aşktan ziyade saygı duyduğu birine sesini duyurmak isteği ağır basıyor. Ki sözü tanışmaya veya görüşmeye getirmiyor. Kendisinden bahsederken özellikle babasıyla ilgili olarak hikâyelerini sürekli değiştirmesi, dikkatimizi çekiyor. Ama bu, ona güvenimizi sarsmıyor, sadece bir şeyler sakladığını hissediyoruz. Asıl önemlisi, açılış sahnesinde avukat kimliğine büründüğü sahneyi hesaba kattığımızda Aliye’nin, kendinden kaçmak, farklı hayatların hayalini kurmak için hikâyeler anlatmayı sevdiğini tahmin ediyoruz.

Hikâye anlatmak, film boyunca farklı şekillerde karşımıza çıkan önemli bir motif. Söke’deki otel barında karşılaştığı insanların Levent’i ve başka film yönetmenlerini “hikâye arayan sinemacılar” olarak görmeleri, onları en çok etkileyecek öyküyü anlatmak istemeleri, gerçek hayatta da karşılaştığımız için bizi hiç şaşırtmıyor. Filmin adı da insanların “en çarpıcı hikâye aslında bende” anlamına gelecek şekilde “O da bir şey mi?” diye söze girmelerinden geliyor. Özellikle, Nur Sürer’in oynadığı ve otelde yaşayan kalbi kırık yalnız kadın için, hikâyesinin filme dönüşmesi güçlü bir arzu…

Peki, Aliye için aynısını söylemek mümkün mü? Açıkçası, son sekanslara kadar Aliye konusunda zihnimizde netleşmeyen çok şey var. Bir filme konu olmayı isteyip istemediği sorusunun yanıtı finale kadar verilmiyor zaten. Uzunca süre bizim için kesin olan tek şey, Aliye’nin Levent için bir gizem olarak kalmak istemesi… Belki Aliye de bilmiyor o sesli mesajları Levent’e neden gönderdiğini… Kuşkusuz ilgi çekmek, sesini duyurmak istediği belli ama nihai amacı hakkında sanki........

© Habertürk