menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ŞİKAYET NEYİ DEĞİŞTİRİR?

13 0
22.05.2025


Her anı problem olan bir dünyada yaşamak kaldı bize. Şükürsüz, fikirsiz, zikirsiz bir dünya.

Dünya bütün rezilliği ve ağırlığıyla üstümüze geliyor. Aslında kurtulmak isterken batıyoruz, çabaladığımızı sanırken, otomatik düşüncelerimiz tarafından yönetildiğimizi farkedemiyoruz. Değişimin, dönüşümün, hikmetin, irfanın, terennüm bile edilmediği, iyi olmanın ve iyi kalmanın enayilik olarak görüldüğü bu zaman; ahir zaman.

Ne zaman ki, sürekli memnuniyetsizlik gösterip, olumsuz bir tavırla şikayet eden birini görsem, yanından yavaşça kalkıp giderim. Çok rahatsız eder beni, her şeyden bizar olmak, ağlamak, yüz dökmek. İnsanı karanlık bir dehlize çeker sanki.
Bir konferansta dinlediğim şu güzel söz beni uzun süre ayakta tutmuştu. “Yahu, söylenmeyin, söyleyin”

Gerçeklik terapisinin işlendiği davranış psikolojisi dersinde hocamız, iliklerime işleyen bir cümle söylemiş ve ben de elime kalemi alıp her boş bulduğum zemine yazmıştım. Öylesine etkileyici idi ki. Hoca şöyle demişti; “Dünyaya gelirken ne tanrı ne dünya ve içindekiler bize, burada çok rahat ve asude bir hayat yaşayacağımızı vaadetmedi.”

Öyle bir yanılgımız var ki, gidemediğimiz yer hep mutlu olacağımız yer, kavuşamadığımız sevgili en büyük aşkımız. Başkaları bizden daha mutlu ve huzurlu da, sanki dünyanın en dertlisi biziz. Sadece bizim işlerimiz yolunda gitmiyor, yalnızca biz hastayız, ölüm, ayrılık, yalnızlık, vefasızlık sadece bizim kapımızda kişneyip duran at.
Hayatın normal seyri içinde hikmetini bilemediğimiz rol dağılımları, sıfatlar, özellikler, hassasiyetler , becerilere sahibiz. Tanıyamadığımız kadar çok duyguya yataklılk eden bir ruhumuz var. Ruhumuzun duyduklarını en derinden algılayan bir bedenimiz var.

Yaşamanın başka bir yolunu bulabilseydık başka şekilde yaşardık. İster gayret gösterelim, isterse rüzgarın........

© Habername