menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Babam...

12 0
28.08.2025

Kurban bayramına üç gün kalmıştı. Okuldayım ve annem aradı. Babam ekmek almaya gitmiş ve dönüşte merdivende düşmüş. Hastanede uzun bekleyişin ardından öğrendik ki kalça kemiği kırılmıştı. Ameliyat olacak. Ortopedi doktoru gelip “Amca nasılsın?” diye sordu. Bizim alıştığımız o vakur ifadeyle “Elhamdülillah iyiyim hocam. Daha ne olsun, iyiyim…” dedi. Onun bu cevabı doktoru şaşırtmıştı. Zira kalça kemiği kırılan bu yaşlı adamın ağrısı, şikâyetleri olmalıydı. “Ben yürür müyüm? İyileşir miyim? Yoksa sakat kalır mıyım?” Gibi birçok soruları sorması gerekirdi. Doktorun bu şaşkınlığı üzerine araya girdim ve “Hocam! Babam, hali ne olursa olsun bundan başkaca bir cevap vermez size. O yaşadığı her halinde şükretmeyi sever ve bunu da ifade eder” dedim. “Haydi, öyle olsun” der gibi kafasını çevirip çıktı.

Üç hafta önce ebedi yurduna uğurladığımız babam hiç halinden şikâyet etmezdi. Onun kitabında yoktu şikâyet etmek. Dünyanın geçici olduğunu bildiği için de dualarını ona göre yapardı. Yürümekte zorlandı, iki kez kalça kemikleri kırılıp ameliyat oldu. Ama her defasında “Siz endişe etmeyin ben en kısa zamanda yürüyeceğim Allah’ın izniyle” diye bizi teselli ederdi. Öyle de oldu.

Küçük yaşta öksüzlüğe adım atmış, zor şartlarda büyümüş ve bu........

© Habername