Görünmeden Görülmek
Bazı geceler uyuyamadığım zaman, gerçekten yaşayıp yaşamadığımı merak ederdim. Herkes böyle mi hisseder yoksa bazı insanlar yaşamak konusunda daha mı yetenekli? Ya da bazı insanlar yaşamak yerine sadece var olmakla mı yetiniyorlar?” / Güz Sonatı ‘1978
“Görmek insanı, hayatı, çevreyi ve dünyayı algılama ve anlamlandırmada insana bahşedilmiş en güzel haslettir. Gören insan, başkalarını ve çevreyi gördüğü gibi kendisinin de görüldüğünü bilir(!). ‘Küresel ana akım’ görünür olmaya özendirerek, görünür olanı öne çıkaracak iletişimi icat etti ve buna yatırım yapmaya devam ediyor… Görmeden görünür olmaya çalışmak modern insanın acı gerçeğidir. Görünür olma telaşındaki bu insana görmeyi unutturacak her şey bedelli olarak sunulur…” İçinde yaşadığımız görsellik çağında insanın görmeden giriştiği işlerden çoğu kez hayır gelmez. Türk güvenlik güçlerinin bir mottosu vardır: “Amacımız görünmeden görmek, ölmeden dönmek!” Görmeden fark edemezsin; fark etmezsen sevemezsin, sevemezsen fedakârlık edeceğin bir şey olmaz, fedakârlık edeceğin şeyin yoksa hayata anlam veremezsin!
Günümüzde insanlar her vesileyle, her ortamda, her zaman gündemde olmak, görülmek, fark edilmek istiyorlar. Bu görsel iletişim çağında herkes bir şekilde ve her an gündeme gelebilir ve bir süre de gündemde kalabilir. Önemli olan ne için ve nasıl gündeme geldiğimiz, hangi bedelle gündemde kaldığımızdır! “İnsanlar beni görsün, fark etsin, takdir etsin, övsün… Bunun ne için olduğu, nasıl olduğu, gerçekten hak edip etmediğim önemli değil; yeter ki fark edileyim, yeter ki gündemde kalayım.” Modern insanın mantalitesi budur!
İlk gençlik yıllarımda bazı şahısları tanıdım; bir işi sessiz sedasız yapar, herkes onun yaptığı şeyden istifade eder ama o ortalıkta görünmezdi. Öğrencilerin kaldığı eve isimlerine açılmış banka kartı gizlice göndereni de biliyorum, okulun koca cümle kapısını gece yarısı tamir edeni de… Görünmeden ihtiyaç sahiplerinin kapısına erzak bırakanı da tanıdım, sürekli komşunun kapısındaki çöpü kendi çöpüyle birlikte atanı da… Yönetici olduğu halde sabah erken geldiği iş yerinde hiç gocunmadan çayı demleyeni de gördüm, ihtiyacı olmadığı halde komşu dükkândan alışveriş ettireni de… Köy okullarına her sene gizlice kırtasiye gönderen millet vekilini de bildim, bakkalın veresiye defterini ismini söylemeden satın alan genel müdürü de… Bu insanlar fiziksel olarak görünmese de daima hakikatte yaptıklarıyla görülür ve takdir edilir.
Onlardan bazısının: “Evladım sen kendini anlatma; işini güzel ve sağlam yap, insanlar senden........
© Habername
