menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şükreden Bir kul olmak

13 1
18.01.2025

63 yaşına girdiğim (18 Ocak 2025) günü hayatımın bir muhasebesini yapmak için önemli bir gün olduğunu düşünüyorum. Kadim kültürümüzde 63 yaş Peygamberimizin vefat yaşı olduğu için önemli sayılmış ve daha fazla yaşamayı ‘Haddi aşmak’ olarak görmüşler. Biz de ‘Haddi Aşmadan’ Mümince yaşayıp, Mümince son nefesi vermeyi dileyerek bir ömür sürmeye gayret edelim.

Geçmiş hayatıma bakınca şükretmem gereken nimetlerin, güzelliklerin çok fazla olduğunu görüyorum. Allah’ın lütfu olarak bir kasabada esnaf çocuğu iken, hekim oldum, Cerrahpaşa Tıp fakültesinde öğrenci oldum, çalıştım, Haseki hastanesi ve bir çok hastanede görev yaptım. Özel Hastanelerde çalıştım, Afiyet Hastanesinin uzun yıllar Başhekimliğini yaptım. Sosyal ve Sağlık konularında bir çok yardım faaliyetlerinin içerisinde bulunmak nasip oldu. Elhamdülillah Maddi ve manevi çok güzel zamanlar yaşadım. Karşılaştığım zorluklar ve yaptığım fedakarlıklar sonradan hayatımın güzellikleri olarak hatıralarımda yerini aldı.

Yadında mı doğduğun günler/ Sen ağlardın gülerdi alem/ Öyle bir hayat yaşa ki mevtin/Sana hande olsun herkese matem

Hayatımdan Kısa Bir Bölüm

1962 yılında Gürün’de doğdum. Babam ‘Aşçı Ahmet’ olarak tanınan Ahmet Semiz, Gürün’de bilinen ve sevilen bir esnaftı. ‘Bilenler Lokantası’ olarak isimli esnaf lokantasını kardeşi ‘Aşçı hoca’ diye bilinen Mehmet Semiz ile birlikte işletirdi.

Biz de amcamın çocukları ile beraber tatillerde lokantada çalışırdık. O nedenle Gürün’de bir çok esnafı, memuru, köyden Cuma günleri pazara gelen insanları tanıma imkânımız olurdu. Babam Rahmetli Aşçı Ahmet’in bazı sözleri hayatta bana yol gösterici oldu. ‘Bereket az kardadır’ der bol kepçe yemek verirken ücreti düşük tutardı. Garibe, mazluma ve mecnunlara para sormaz yemek ikram eder, ‘Senin hesabın şirketten ödendi ‘ derdi.

Babam samimi, hoşgörülü, anlayışlı, latifeci, derviş meşrep bir insandı. Her haline şükreder asla şikayetçi olmaz, olaylar karşısında hep mütevekkil ve iyimser durur ‘Öyle eyle, böyle eyle, Nasıl biliyorsan öyle eyle’ derdi. Kadere razı olmanın, tevekkülün bir ifadesi olan bu sözleri onun hayata bakışının temellerinden dirini oluştururdu. Çok çilelerden sonra hayatı anlamış olduğundan hırs ve tamah etmez, herkese yardımcı olmaya çalışır, kimsenin varına yoğuna karışmazdı. Sık duyduğum sözlerinden biri de ‘Ağanın konağı varmış, Bana ne ? / Benim kulübem varmış, Sana Ne ?’ idi.

Amcam Aşçı Hoca diye bilinen Mehmet Semiz vakarlı, sert, disiplinli, ağırbaşlı duruşu ile herkeste saygı uyandırırdı. İslami konularda taviz vermez, Kuran’a ve sünnete sıkı sıkıya bağlı, tasavvuf ehli, serte veliya tabir edilen bir mümindi. İlk Kuran okuma derslerimi ondan almıştım.

İlkokul ortaokul ve liseyi Gürün de okudum. 1979 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni kazandım. Gürün Lisesi’nden mezun olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesini kazanmam hem lisemizin ve öğretmenlerimizin eğitim kalitesinin göstergesi, hem de ilçemizin kültür ortamının yüksek olmasının........

© Habername