Güçlü olan her zaman haklı mıdır?
Tarih boyunca insanoğlu, gücün cazibesine kapılmış; kimi zaman gücü hakla, kimi zaman da hakkı güçle karıştırmıştır
Ancak güç ve haklılık her zaman aynı doğrultuda ilerlemez.
Güç, sahip olunan fiziksel kuvvet, ekonomik imkân ya da siyasi otorite olabilir.
Haklılık ise vicdan, adalet, doğruluk ve etik ilkelerle ilişkilidir.
Bu iki kavramın karıştırılması, toplumların yozlaşmasına, adaletin zedelenmesine ve bireysel hakların yok sayılmasına yol açar.
Bu yüzden Güçlü olan her zaman haklı mıdır? sorusu, yalnızca felsefi değil, aynı zamanda ahlaki ve toplumsal bir sorgulamayı da beraberinde getirir.
Tarihte birçok güçlü lider ya da devlet, sahip oldukları kudretle zayıf olanlara hükmetmiş, ancak bu her zaman haklı oldukları anlamına gelmemiştir.
Roma İmparatorluğu, büyük bir askeri güçle birçok milleti egemenliği altına almış, ama bu işgal ettiği halklar açısından adil ve haklı görülmemiştir.
Benzer şekilde sömürgecilik döneminde Avrupa devletleri, Afrika ve Asya’daki halkları ekonomik ve askeri güçle boyunduruk altına almış, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini........
© Habererk
