"Bizim topraklarda önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar. Çünkü güneşi kadınlar doğurur."

Türk geleneğinde kadın; eştir,

Kız kardeştir,

Kız evlattır.

Kadın; nefestir, mutluluktur, huzurdur, sıcak bir yuvadır.

Kadın; bir insanın yarısı, bütünün anasıdır.

Kadın; başlı başına bir devlettir.

Ne yazık ki, içinde bulunduğumuz yüzyılda bile ;

📌 Her dört kadından biri okuma yazma bilmiyor.

📌 Her dört kadından biri duygusal, fiziksel ve dijital şiddete uğruyor.

📌 Şiddet, kadınların en güvenli olması gereken yerde, evlerinde; babaları, erkek kardeşleri ve özellikle hayatlarını paylaştıkları eşleri tarafından uygulanıyor.

📌 Akraba evlilikleri ve bilgisizlik nedeniyle doğan her on çocuktan biri sakat doğuyor.

📌 Her on çocuktan biri çeşitli nedenlerle hayatını kaybediyor veya istismara uğruyor.

📌 Kız çocukları, daha kendi bedenlerini tanımadan, 13-14 yaşında zorla evlendiriliyor.

📌 Kendi hayatına yön vermek isteyen, şiddet gören ya da mutsuz olduğu bir ilişkiyi bitiren kadınlar namus cinayetlerine kurban gidiyor.

Dahası, bu vahşeti işleyenler, bunu bir suç olarak bile görmüyor! Kendi namussuzluklarını, kadınları "namus" adına öldürerek temizlediklerini sanıyorlar.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü

🛑 Kimileri için bu gün, kadınlara özel indirimlerin yapıldığı, tüketim çılgınlığının bir parçası haline getirilmiş bir "özel bir gün"

🛑 Kimileri için, 364 gün boyunca kadın olmanın cefasını çekenlerin, sadece bir gün "sefa" çekme hakkına sahip olduğu bir gün.

✅ Gerçekte, Dünya Kadınlar Günü; kadınların cinsiyet eşitsizliğine, şiddete, ayrımcılığa ve haksızlığa karşı........

© Habererk