Devlet aklı galip geldi!
Kırk seneden fazladır Türkiye’nin başına bela olan ve emperyalistler tarafından beslenen PKK terör örgütü artık stratejilerinin ve planlarının uygulanamayacağını ve silahlı mücadeleyi sürdüremeyeceklerini anladı. Bunun için Türk devletin kendilerine tanıdığı hakkı kullanmak adına teröristbaşı Abdullah Öcalan örgütüne yönelik “Silah bırakın, PKK’yı lağvedin.” demek zorunda kaldı.
Öcalan, silah bırakın dese de demese de PKK’nın Türkiye’ye rağmen bölgede örgütün yaşamasının imkânsız bir duruma geldiğini bırakın bölgeyi iyi tanıyan uzmanlar artık sağır sultanlar bile görüyor. PKK elebaşının bu gerçeği gördüğü için örgütüne silah bırakın demekten başka şansı yoktu ve bunu kullandı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Teröristbaşı PKK’ya silah bırakın çağrısı yapsın” demesiyle başlayan süreç istenen noktaya geldi ve sonunda PKK, Kandil, DEM ve Edirne arasında mekik dokuyan arabulucu heyet tarafından teröristbaşı Öcalan’ın PKK’ya silah bırakın çağrısı ile farklı bir boyuta evrildi. Kuşkusuz 40 yıldır süren çatışmalar ve şiddet sonrasında gelinen bu nokta Türkiye’nin terörle mücadele bağlamında terörsüz Türkiye dediğimiz yeni bir döneme girmesine de sebep olacaktır.
Öcalan’ın PKK’ya yönelik silah bırakın çağrısı, ülkemizde ve dünyada büyük yankı uyandırdı. Bazı çevreler bunun ülkeye ve bölgeye barış getireceğine inanmasına rağmen özellikle kandan beslenen bazı iç ve dış mihraklar bu barışın olmaması için ellerinden geleni yapacaklarını açıkladılar.
Türk devleti son yıllarda bölgede aktif rol oynayarak dengelerin Türkiye lehine kurulmasında önemli roller üstlendi. Bu da Türkiye’ye uluslararası arenalarda haklı olarak büyük bir saygınlık kazanmasını netice verdi. Devlet aklının işlemesiyle gelinen böyle bir sonucun ülkeye barış̧ getireceğine inananlar teröristbaşı Öcalan’ın barıştan başka alternatifi olmadığını da iyi bilmektedirler.
Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma çağrısı bazı milliyetçi kesilmelerde temkinli ve güvensiz bir karşılık bulmasının en önemli sebeplerinin başında stratejilerini kandan geçinme üzerine bina etmeleridir. Barış ihtimalinin dengelerini ve planlarını bozma korkuları onları ister istemez endişeye sevk etmiştir. Geçmişte yaşanan bazı girişimlerin başarısız olmasının da bu endişede elbette payı vardır. Ancak görünürde haklı gibi duran bu yaklaşım meseleyi çözümsüzlüğe itmekten başka bir işe yaramaz. Çünkü bir şeyin başarısız olması diğer girişiminde başarısız olmasını netice vermez.
Öcalan’ın silah bırakın çağrısı kırk senedir terörden en çok zarar gören Kürt halkı ve Kürt siyasi hareketi içinde büyük önem taşımaktadır. Öcalan’ın çağrıları sonucunda silahlı mücadelenin tamamen sona ermesi istenen bazı haklarının verilmesi anlamına geldiği gibi bölgeye yatırımların artmasına da sebep olacaktır.
Barış̧ ve diyalog yönündeki bu tür çağrılar genellikle toplumsal huzur ve barışın sağlanması acısından olumlu bir girişimdir. Şiddet ve çatışma ortamının uzun vadede toplumsal barışı ve insan haklarını tehdit ettiği pek çok örnekle gösterilmiştir. Bu alanda önemli olan, yapılan çağrıların gerçekten pratikte uygulanabilir olması ve toplumsal adaletin sağlanması için somut adımların atılmasıdır. Bu süreçte Türk devletine de büyük görevler düşmektedir. Bütün tarafların güvenlik endişeleri, hakları ve adalet talepleri dikkate alınmalı ve bu süreç̧, sürekli bir diyalog ve müzakere ile ilerletilmelidir.
Abdullah Öcalan’ın PKK’nın silah bırakması yönündeki çağrısı, özellikle Kandil ve PKK’nın merkezi güçleri üzerinde önemli bir etki meydana getirecektir. Uluslararası güç odaklarının taşeron olarak kullandığı bir örgütün tasfiyesi elbette kolay olmayacaktır. Tasfiye sürecinin hızlı gitmesi bölgede etkili olan bazı güç odakları ve faktörlere bağlı olduğu da akıldan çıkarılmamalıdır.
PKK’nın lideri olarak Öcalan, kuruluşundan beri örgüt içinde önemli bir figürdür ve onun çağrıları, bazı durumlarda örgüt üzerindeki otoritesine dayalı olarak dikkate alınmaktadır.Ancak, Öcalan’ın uzun yıllardır cezaevinde olması ister istemezKandil’deki PKK yöneticileri ve örgüt içindeki farklı kliklerin de Öcalan’ın çağrılarının kabul edilip........
© Habererk
