menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vicdanlara duyurmak...

7 1
14.11.2025

İnsan, duymakla anlamak arasındaki o ince çizgide sınanır. Çünkü kulakla dinlemek kolaydır; ses gelir, biz de duymuş oluruz. Ama vicdanla dinlemek, insanın kendi içindeki hakemle konuşmasıdır. Kulak sesi alır, vicdan anlamı süzer. Kulak gürültüye açıktır, vicdan hakikate.

Bugün toplumun, siyasetin, akademinin, ticaretin ve devlet işlerinin en büyük eksiği de budur: Kulaklarımız dolu, fakat vicdanlarımız boş. Bu boşluk doldurulmadıkça ne kararların ağırlığı, ne sözlerin mesuliyeti ne de vazifenin kutsiyeti anlaşılır.

Siyasetçi kulakla dinlediğinde anketlerin, sosyal medyanın, etrafında dönen dalkavukların sesini işitir.

Ama vicdanıyla dinlediğinde:

Sessiz çoğunluğun fısıltısını,

Hakkı çiğnenmişlerin adalet beklentisini,

Makamın değil, milletin emanet olduğunu duyar.

Vicdanla dinleyen siyasetçi, “Ben ne kazanırım?” değil, “Millet ne kaybeder?” diye düşünür. Çünkü kulağın duyduğu alkış geçicidir; vicdanın duyduğu sorumluluk ise ömürlüktür.

Kulakla dinleyen akademisyen, akademik odalardaki dedikoduları, kariyer yarışlarını, yayın........

© Habererk