Coğrafyamızda devşirilen hegemonya: İsrail
İşe gitmek için sabah kalkıp, yola vurduğumda, adet üzre elimdeki telefondan medya-haber taramasına giriştim. Baktım ki “hepiniz gibi” ben de şu haberleri okumuş oldum: Ateşkes ilan edildi!.. 12 gün süren İsrail-İran Savaşı’nın ardından dengesiz; fakat kurnaz USA Başkanı Trump, Truth Social hesabından (şimdilik) ateşkes ilanını, dünya kamuoyuna duyurmuş. Bu tuhaf, tekinsiz adam, taraflara “congratulations to everyone” diyerek üstüne bir de insanlığı selam çakmaya davet etmiş. Ne diyelim, kana doymayan coğrafyamızda umarım daha fazla kan dökülmez.
Son 12 günlük panoramaya nazar edelim, ne görürsünüz? Evvelde ve sonrasında şahit olunanlar, başta Türkiye ilintili, elan nereye geldiğimizin muhasebesi adına fevkalade önemlidir. Önce, İsrail’in bölgede dövülmemiş kimse bırakmadığı gerçeği karşımızda durur. Hiç eğip bükmeyelim, işte tarih burada... 1948, 1967 ve 1973’te İsrail’den üç defa tokat yiyen Arap devletlerinden sonra İran, neredeyse aynı akıbete uğratıldı. “Uğratıldı” diyorum; çünkü arkadaki USA ve İngiltere desteğini görmemek mümkün değil. İran, istediği kadar Fettah, Hacı Kasım ve Hürremşehr füzeleri ile Tahran sokaklarında zafer ilan etsin; bu komediye bir kısım zavallı Şii ve Fars’tan gayrı inanacak kimse bulamazlar. Hava sahası harman yerine dönmüş, İsrail’in F-35 maharetinde “seç, beğen, vur” oyununda bombaladığı İran’ın rejimi, aciz, sığ; ancak kendini kurtarma derdine düşmüş zavallılar sürüsünden başka bir anlam ihtiva etmiyor. Bu........
© Habererk
