Vijilantizm : Adaletin Yarası, Hukuksuzluğun Aynası
Türkiye’de hukuk sistemi çökerken, adalet duygusunun yerini bireysel infaz arayışları aldı. Toplum, susturulmuş vicdanının adını artık “ kahramanlık ” koyuyor.
Bir toplumda adalet ölürse, cesedi sokaklarda “ kahraman” maskesi takmış cellatlar taşır.
Ve biz, o cellatların gölgesinde yaşıyoruz.
Hukukun sustuğu, yargının emir aldığı, suçun “ menfaat ” kılığına büründüğü bir dönemdeyiz.
Artık adalet arayanın yolu mahkemeden değil, karanlık dehlizlerden geçiyor.
İşte bu halin adı : Vijilantizm — yani, adaletin devletin elinden alınarak “ bireysel infazın ” kutsallaştırılması.
Bir zamanlar kanun, devletin onuruydu.
Şimdi ise devletin zırhını delip geçen kurşunların bahanesi oldu.
“ Hak yerini bulsun ” diyemiyoruz; çünkü hak artık kimde belli değil.
Mahkemelerde değil, televizyonlarda hüküm veriliyor.
Hukukçular değil, mafya babaları adalet dağıtıyor.
Ve ne acıdır ki, bu düzeni kuranlar, bu düzenin şeref konukları oldular.
Türkiye’de vijilantizm yalnızca sokak ortasında silah sıkan birinin hikâyesi değildir.
Asıl vijilantizm, devleti yönetenlerin........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d