Türklüğün eşiğinde: Kimlik mi, ideoloji mi?
Bugün isimler değil, yönelimler konuşulmalı. Ne Ersin Tatar’ın bireysel tercihi ne de Tufan Erhürman’ın politik çizgisi, bizi içinde bulunduğumuz tarihsel eşiği anlamaya tek başına yetebilir. Asıl mesele, büyük fotoğrafta neyin temsil edildiği, kimin neyi sırtladığıdır.
Zira geldiğimiz noktada, eğer Atatürk bugün Anıtkabir’den kalkıp gelse ve Cumhurbaşkanı Erdoğan herhangi bir konuda onunla yan yana durduğunu ifade etse, toplumun önemli bir kısmı bu destekten dahi şüphe eder hâle gelmiştir. Bu, yalnızca siyasi kutuplaşmanın değil, derin bir temsil boşluğunun ve güven krizinin göstergesidir.
Türk Dünyasının Beklediği Liderlik
Küresel ölçekte yeniden doğan bir Türk bilinciyle karşı karşıyayız. Türkiye’den KKTC’ye, Doğu Türkistan’dan Kırım’a, Balkanlar’dan Orta Asya ve Türkmeneli’ne kadar uzanan geniş bir coğrafyada ortak bir uyanış var. Bu uyanışın merkezinde yalnızca etnik bir dayanışma değil, hukuk devleti, eşit temsil ve adil yönetim talepleri bulunuyor.
Ancak bu taleplere cevap........



















































