Türkiye’de iktidarın gücü kadar, muhalefetin niteliği de demokrasinin kaderini belirler. Sağlam bir muhalefet, iktidarı dengeler, topluma nefes aldırır, iktidarın yanlışlarını frenler. Ancak bugün ülkemizde ana muhalefet görevini üstlenen Cumhuriyet Halk Partisi, bu misyonun çok uzağındadır.

Bakın, iktidarın baskıcı politikaları karşısında toplumda ciddi bir hoşnutsuzluk var. Ekonomi kötü, hukuk sistemi yara almış, toplumsal huzur erozyona uğramış. Normal şartlarda ana muhalefetin bu toplumsal enerjiyi yakalaması, onu bir değişim iradesine dönüştürmesi gerekir. Fakat CHP, tam aksine, bu enerjiyi heba ediyor.

Neden?

Çünkü CHP kendi içine kapanmış durumda. Küçük grupların çıkar çatışmaları, koltuk hesapları ve kişisel kibrin siyasetin önüne geçmesi, partiyi toplumsal muhalefetin lokomotifi olmaktan çıkarıyor. Parti içi iktidar savaşları, iktidar mücadelesinin yerine geçmiş durumda.........

© Habererk