Anayasal Süreçler 9: Anayasayı Koruma Görevi Kime Aittir? Milletimizin Başında Kara Bulutlar mı Dolaşıyor?
Bu yazı serisinde ele aldığımız Amerika, Almanya ve İspanya Anayasalarında görüldüğü üzere anayasanın korunması için özel hükümler getirilmiştir: Amerika’da anayasanın korunması görevi silahlanma hakkı ile birlikte doğrudan doğruya Amerikan vatandaşlarına verilirken, Almanya’da ikili bir koruma sistemi öngörülerek olağanüstü yetkilerle donatılmış Anayasayı Koruma Kurulu oluşturulmasının yanında, anayasanın 20. maddesi ile getirilen değiştirilemez hükümler arasında halka direniş yetkisi verilmiş, bu da yeterli görülmeyerek Almanya’daki tüm siyasal sistemi denetleyen 44 adet Amerikan üssü kurulmuştur. ispanya’da ise anayasanın 8. maddesi anayasayı koruma görevi İspanyol Silahlı Kuvvetlerine tevdi edilmiş, ayrıca Avrupa Birliği de İspanya’daki siyasal krizlere dolaylı yoldan müdahale ederek ülke bütünlüğünün korunması için koruyuculuk görevi üstlenmiştir.
Ülkemizde anayasanın korunmasını düzenleyen bir anayasa maddesi olmadığı gibi, Tocquevillegil manada çoğunluk diktatörlüğünü önleyecek bir kurum da yoktur. Öyleyse, Anayasa Mahkemesi ne işe yarıdığı sorusu akla gelebilir. Mahkeme, anayasayı geçen zamana ve günün gereklerine göre yorumlayarak temel hukuk metnini günlük hayatın içine çeker ve anayasanın statik bir metin olarak kalıp toplumsal gelişmelerin gerisinde kalmasını önler. Başka bir ifade ile, anayasayı dinamik hale getirme görevi Anayasa Mahkemesine aittir. Mahkemenin başkaca bir rolü yoktur.
Ülkemizde Anayasayı Korumakla Görevli Bir Kurum Var mı?
Cumhuriyetin kurucuları anayasanın ve anayasal düzenin korunması görevini içinden geldikleri ve cumhuriyetin kuruluşunda en önemli kurumsal görevleri üstlenen Türk Ordusuna tevdi etmiş, görevlendirmeyi 1928 yılında yazılan ve onlarca yıl adeta yemin gibi okutulan Harbiye Marşının ilk kıtası gerçekleştirmiştir. “Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti, Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız.” Harbiye Marşı ile dolaylı olarak verilen görevi, 4 Ocak 1961 tarihinde çıkarılan 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinde tanımlanarak “Silâhlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tâyin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır” düzenlemesi ile yasal görev haline getirmiştir.
İç Hizmet Kanunu’ndaki bu hüküm, 2013 yılında 6496 sayılı Kanunla değiştirilerek “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askerî gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır” şekline dönüştürülmüştür. Bu durumda, ülke içinden yönelecek tehlikelerde anayasa ve anayasal düzenin korunması için silahlı kuvvetler görev almayacak mıdır? İçeriden gelecek tehlike askeri bir darbe teklikesi olmasa bile, 6 Şubat 2023’te gerçekleşen ve 13 ili etkileyen depremde ortaya çıkan devletin anayasal görevlerini yerine........
© Habererk
visit website