Demokratlık gitmeyi bilmektir
Gücü ele geçirenin ötekine karşı tutumunda, sol ile sağ arasında önemli bir fark yok. Tek parti dönemi eleştirilirken hep basına uygulanan sansür ve baskılar öne çıkarılır. Bu tek gözlü ve taraflı bir bakıştır.
Zira sonraki DP döneminde de durum farklı değildir. İktidarı eleştiren basın para ve hapis gibi çeşitli araçlarla susturulur. İktidarı eleştiremez hale getirilirdi. Öyle ki, DP iktidarına karşı sert muhalefet yapan Nihat Erim gibi bir isim bile 1954 seçimlerinden sonra Halkçı ve Yeni Ulus gazetesinde yürüttüğü muhalefeti yumuşatmak zorunda kalmıştır. Gerekçe, Yeni Sabah gazetesi sahibi Safa Kılıçdaroğlu’na göre açıktır, şöyle der: “Dağ başında eşkıya elinde kalan insanlar gibiyiz.”
Ancak zamanla durum o noktaya gelir ki, çok partili hayata geçişte DP’yi destekleyen gazeteciler muhalefete geçer, DP’nin sonunun hazırlanmasında büyük rol oynarlar. Baskı politikası, halkla DP arasında köprü olan basının kaybedilmesine neden olmuş, DP toplumu etkileme araçlarından en etkilisini kaybetmiştir.
İktidar gücünün sarhoş edici etkisine kavuşan her parti ve kadro, o gücü elde tutmak ister. Bunun için her yol denenir.
DP’yi baskı politikalarına iten saik de iktidarı kaybetme ihtimalini bertaraf etmekti. Bunun için de basını........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d