İmralı Çağrı Yaptıktan Sonra Neler Olacak?
İmralı’nın şubat ayı içinde beklenen çağrıyı daha doğru ifadeyle çağrıları yapacağı kesin gibi. Dört farklı kesimi muhatap alan dört çağrı yapılacak: Dem Partililer, Avrupa’daki PKK’lılar, YPG-PYD ve Kandil. Çağrılar yapıldıktan sonra iki kesim yani DEM Parti ve Avrupa Kanadı çağrıya desteklerini açıklayarak Kandilden silah bırakılmasını isteyecekler. Bu olduğunda PKK ile Dem tabanının ayrışması ve PKK’nın toplumsal tabanının zayıflaması süreci başlayacak.
Bugün itibariyle Dem Partiye oy verenlerin çoğu PKK sempatizanı. Çağrı yapılıp destekler açıklanınca Dem Parti ile Kandil ilk kez ters düşmüş daha doğrusu Dem ilk kez Kandilin inisiyatifi dışında hareket etmiş olacak. Bir tarafta Kandil diğer tarafta APO-Dem ve Avrupa Kanadı olacak. Bu durum Kandilin elini zayıflatacak. Eğer Kandil çağrıya açıktan ya da el altından direnirse karşısına sadece APO’ yu değil Dem Partilileri ve Avrupa Kanadını da almış olacak. Yani hem toplumsal tabanını hem de finansal kaynağını kaybedeceğinden DEV-SOL, DEV-YOL ve MLKP gibi çok zayıflayacak.
Bu noktada, zaten kendi başına çok önemli olan PYD’nin çağrıya vereceği yanıt, Kandil’in üzerinde oluşturulacak baskı açısından da önem kazanacak. PYD’nin çağrıya açıktan olumsuz yanıt vermesi zaten mümkün değil. Ama baştan savma kabilinden bir yanıtla güçlü bir sahiplenme arasında büyük fark var.
PYD ile yapılan görüşmelerde birçok konuda anlaşılmış olsa da nihai mutabakat sağlanabilmiş değil. Çağrının halen yapılmamış olmasının ve belki de 15 Şubattan sonraya kalma ihtimalinin nedeni de aslında bu. Türkiye’nin listesini verdiği PKK’lıların Suriye’yi terk etmesi, YPG’ nin lağıv edilerek mensuplarının Suriye ordusuna katılması, Kürtlerin çoğunlukta olduğu vilayetlerde valilerin Kürt olması ve bu vilayetlerde Kürtçenin ikinci dil olarak kabul edilmesi gibi kültürel haklar konularında anlaşılmış durumda.
YPG’nin seksen bin civarında silahlı ve Amerikalı subaylar tarafından eğitilmiş mensubu var.........
© Habererk
