Ekrem İmamoğlu’nun Akıbeti Ne Olacak?
Makalenin ana konusuna girmeden önce bazı yanlışları düzeltmek isterim. Ekranları işgal eden anlı şanlı hukuk profesörleri ‘’İmamoğlu terör suçlamasından dolayı tutuklanmadı. Dolayısıyla bakanlık kayyum atayamaz.’’ diyorlar. Bu bilgi yanlış. İçişleri Bakanlığı, terör iddiasıyla soruşturma açıldığı andan itibaren ilgili belediye başkanını görevden alabilir ve kayyum atayabilir. Kanundaki ‘’tutuklama tedbirine gerek kalmadan’’ ifadesinin anlamı bu. Nitekim Ahmet Türk tutuklanmamasına rağmen görevden alındı. Türk’e ev hapsi tedbiri bile uygulanmadı.
Bakanlığın kayyum atamayacağı konusunda mutabıkım. Atayamayacağından değil. Bu, bu aşamada uygun görülmediğinden, bu kararın geri dönüşü olmadığından kayyum atanmayacak. Bu fikri ifade ettiğimde ‘’sürecin hukuki değil siyasi olduğunu’’ düşündüğüm iddia ediliyor. Oysa süreç bal gibi hukuki.
Yargıya 2019 yılından beri belge ve bilgi akmış. Polis ilk belgenin geldiği tarihten itibaren ilgilileri takibe almış, bilgi ve belge biriktirmiş. Hiçbir açık nokta kalmayacak şekilde dosyalar oluşturmuş. Yani ortada hiçbir şey yok ama Erdoğan rakibini tasfiye etmek için hukuki süreç başlatmış değil. Ama böyle bir süreç Erdoğan’ın onayı olmadan yargılamaya dönüştürülemez. Yani Erdoğan süreci değerlendirerek rakibini yıpratıyor.
Dosyalarda o kadar kesin deliller var ki taraflar anlaşmazsa İmamoğlu bırakın cumhurbaşkanı adayı olmayı ve/veya belediye başkanlığı görevini sürdürmeyi, gün yüzü göremez. İddiaları, MASAK raporlarını ve savunmaları tek tek inceledim. Ekrem Bey yargılamalardan ‘’Sizi muhatap almıyorum. Ben ihalelere imza atmadım.’’ diyerek kurtulamaz. Kendisi belediye başkanı olmadan evvel bankada kuruş parası olmayan babasının kalfasının hesabından 600 milyon TL çıkmasını, yurtdışına kaçan genel müdürün ofisinde 40 milyon TL bulunmasını ve aynı şahsın........
© Habererk
