Vefa, Ülkücü yüreğin imanla yoğrulmuş sadakatidir
Ülkücünün ülkücüye olan vefası, kuru bir hissiyat yahut geçici bir hatıra değil; imanla, ahlâkla ve dava şuuruyla beslenen kutlu bir mesuliyettir. Bu vefa, bir mefkûre kardeşliğinin, tarih boyunca uzanan bir yolculuğun ve millet sevgisiyle yoğrulmuş bir yeminleşmenin adıdır. Bu, sadece bir duygunun değil; bir ahlâkın, bir inancın ve bir törenin tezahürüdür.
Kardeşlik Bilinciyle Yoğrulan Vefa
Ülkücüler, aynı kıblenin, aynı ideallerin, aynı mazlum coğrafyaların siperinde saf tutmuş kardeşlerdir. Onların yol arkadaşlığı, sadece omuz omuza yürümek değil, gerektiğinde omuz omuza toprağa düşmek demektir. Bu kardeşlik, dünya menfaatlerine değil; Allah rızasına ve dava sadakatine bağlıdır. Bu yolda:
Menfaat değil, fedakârlık esastır.
Kusurları açığa çıkarmak değil, ıslah etmek hedeflenir.
Arkasından konuşmak değil, arkasında dimdik durmak vardır.
Çünkü ülkücülük, sahabe misali bir kardeşliktir: Bedir’de omuz omuza, Uhud’da yan yana, Tebük’te sabırla...
Unutmamak ve Unutturmamak, Vefanın Sessiz Nöbetidir
Vefa, bir hatırlayıştır; unutmaya karşı bir direniş, unutturmaya karşı bir siper nöbetidir. Ülkücü ne şehidini unutur ne mazide birlikte mücadele ettiği dava arkadaşını... Bir ülkücü için vefa, mahpus düşen kardeşinin arkasında durmak, hasta olanı ziyaret etmek, hayattakini yaşarken değerli bilmektir.
Vefalı ülkücü unutmaz.
Vefalı ülkücü dua eder, hatırlar ve hatırlatır.
Çünkü vefa, yaşayan bir duadır; sadakatin dilsiz........
© Habererk
