Ya Kılıçdaroğlu konuşursa?!..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturmasının en büyük özelliği, suçu işleyenlerin de bunu ifşa eden “gizli - açık” tanıkların ekserisinin de CHP’li olması…
Başkan Erdoğan’ın;
“İstanbul’la sınırlı kalmayan, ülkedeki pek çok belediyeyi, kurumu, kişiyi içine alan, kolları farklı yerlere uzanan, uluslararası ayağı da olan bir ahtapota dönüştüğünü” ifade ettiği “İmamoğlu Suç Örgütü”ne yönelik bilgi, belge ve itirafların büyük çoğunluğu parti üyelerinden ve CHP’li yöneticilerinden geliyor.
Yani!
CHP’liler ihbar ediyor, CHP’liler şikâyetçi oluyor ve evrakları da savcılığa CHP’liler veriyor.
Üstelik bu, sadece İBB’ye yönelik soruşturmaya özgü bir durum da değil.
“Muhabirlik” yapmaya başladığım günden beri, hiziplerin partisi olarak bilinen CHP’nin üyelerinin birbirlerini nasıl ihbar ettiğine defalarca şahit oldum.
Mesela!..
CHP’li Beşiktaş Belediyesi’nde dönen dolapları ve akçeli işleri haber yapmaya başladığımda, bana bütün bilgileri, Rıza Akpolat ile ekibinin “Alevi” olmasını sindiremeyen belediyedeki CHP’liler gönderiyordu.
Bu bilgileri veren kimi zaman CHP’li bir Meclis Üyesi, kimi zaman içerideki partili bir yönetici, hatta teşkilattaki gayreti sayesinde torpille işe giren bir şoför oluyordu.
Ya da belediyede üst düzey görevdeki eniştesinin çapkınlık yapmasına öfkelenen bazı akrabalar, sırf intikam almak için bildikleri her şeyi anlatıyordu.
CHP’li Ankara Yenimahalle Belediyesi ile ilgili yolsuzluk ve kadrolaşma haberleri yaptığımda da benzer bir durumla karşılaşmıştım.
Her birimden personelin nasıl ihbar kuyruğuna girdiğini, hatta haber yayınlanır yayınlanmaz yönetim katında yaşananları, Başkan Fethi Yaşar’ın nasıl tansiyonunun düştüğünü ve öfke nöbetleri geçirdiğini bana tek tek bildiriyorlardı.
Bu durumdan rahatsız olan CHP’li yönetim ise adeta cadı avına........
© Haber7
