menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Deprem, Devrim ve Cuma Pazarı…

15 0
27.04.2025

Yüreğimizi ağzımıza getiren 6.2’lik İstanbul Depremi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un ifadesiyle “Milli Güvenlik Sorunu”nu yeniden gündeme getirdi.

Büyük depremler oldukça bu sorunu hatırlıyor, bir iki hafta hadi bilemediniz bir iki ay sonra gündemin tozu dumanı arasında unutuyoruz.

Tembel ve konforlu “yayımcılığa” alışmış medyamız da, böyle zamanlarda “Bu deprem başka depremleri tetikler mi?” klâsik sorusu etrafında dönüp dolaşıyor…

Ekranlardaki popüler depremcilerin “ego” yarıştırma hallerini ve "kanaat önderi" etiketli sabitlenmiş “herçokolog”ların işi magazine döken cıvık pozlarını izleyip duruyor vatandaş…

Söylenenler içinde sadra şifa bir şey bulabilirseniz ne alâ…

Şehirlerimizi “kentleştiren”, “betona boğan”, en fazla otuz sene sonra “eski bina” pozisyonuna düşecek olan “dikine dikine beton binalarla” doldurmaktan öte bir teklif de yok.

Mevzuatın günün ihtiyaçlarına göre sürekli olarak değiştirildiği ve yepisyeni konutların depreme mukavemet bakımından “güvenli” olduğu söyleniyor ama yeni, ne zamana kadar yeni?

Marmara Depremi’nin ardından çıkarılan mevzuatın ürünü binalar, çoktan “eski” hükmüne girdi.

Onlar artık “eski” mevzuata göre yapılmış binalar.

Bugün değilse bile, bir on sene sonra “iyice güvenilmez” ilân edilecekler.

Hadi bakalım onların yerine de yenileri…

Bir süre sonra bugünkü yenilerin yerine de yenileri!..

Yaşasın, “Betonizm”!

Yaşasın çok katlı “siteler!”

Önümüzde Koca İstanbul’un ve aslında deprem kuşağında yer alan bütün ülkenin “yeniden inşa edilmesi” gibi yaman bir süreç var.

Bu zorlu süreçte en büyük güvencemizin Sayın Erdoğan gibi bir Büyük Lider olduğu söyleniyor.

İktidar önde gelenleri, CHP zihniyetinin kentsel dönüşüm çabalarını sabote ettiğinin, güzel olan her şeye karşı çıktığının altını çizerken…

Kafalarda “Ya günün birinde bu iktidar olmazsa, bütün çabalar boşa mı gidecek?” sorusu yer ediyor.

Türkiye gibi, sistemin değil de kişilerin öne çıktığı ülkelerin kronik sıkıntısı.

“Milli Güvenlik Sorunu” olarak nitelendirilen konularda bile “iktidarlar değişse de değişmeyecek” politikalarımız yok.

Böyle olduğunu söyleyenler de ülkeyi yönetenler ve dahası yönetmeye talip olanlar.

İktidar ve Ana Muhalefet, birbirlerini........

© Haber7