Ortadirek çökmesin…
Hayatımıza rahmetli Turgut Özal ile birlikte girdi, “ortadirek” kavramı, uzun yıllar boyunca da insanlarımızın büyük bölümü tarafından toplumsal ve sosyal statülerini, ekonomik durumlarını ifade için kullanıldı…
Sevimli bir kavram olarak yerleşti dilimize, herkesin bir şekilde iyilik halini içeriyordu. Memur, memur emeklisi, işçi, işçi emeklisi, küçük esnaf bu kavramın kapsamı içinde yer alıyordu. Haline şükreden, kıt kanaat geçinen, kimseye muhtaç hale gelmeyen, bir ev ve bir araba hayali kuran, gerçekleştiren insanların yer aldığı geniş bir topluluk idi ortadirek.
Geçtiğimiz günlerde bir haber gördüm, “Emekli otelleri” diye… Aldıkları emekli aylıkları ile ev kiralayamayan, ancak Ankara Ulus civarında çok ucuz otellerde kalabilen belli bir yaşa ulaşmış insanlara dair idi haber. Üstelik röportaj yapılanlardan birisi de geçmişte tanıdığım bir insan idi… Üzüldüm, içimden bir şeyler koptu…
Toplumların sosyal, ekonomik ve kültürel yapılarında “ortadirek” kavramı, hem sembolik hem de işlevsel bir yere sahiptir. Çadır mimarisinden gelen bu benzetme, bir yapının ayakta kalmasını sağlayan ana direğin toplumdaki karşılığının, düzeni taşıyan ve istikrarı mümkün kılan kesim olduğunu ifade eder.
Dolayısıyla ortadirek, yalnızca bir ekonomik sınıfı değil; toplumun sürekliliğini, dayanıklılığını ve denge unsurlarını temsil eden derin bir kavramdır.
Ortadirek, en yalın hâliyle, toplumun yükünü taşıyan, üretimle tüketim arasındaki döngüyü sürdüren, hukukun, adaletin, sosyal dayanışmanın ve ekonomik faaliyetin omurgasını oluşturan geniş kitleyi simgeler.
Bu grup genellikle, üretim yapan, vergi veren, hizmet alan ve sunan, toplumsal riskleri üstlenen, sosyal hareketliliği mümkün kılan kişilerden meydana gelir.
Ekonomide orta sınıf ile büyük oranda örtüşse de, ortadireğin anlamı gelir düzeyine indirgenemez; toplumun zihinsel ve kültürel taşıyıcılarını da........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel