Siz sahadan, biz ekrandan...!
Keçecizade Fuat Paşa’nın meşhur sözü: “Siz dışardan biz içerden şu devleti yıkamadık gitti!" Paşa göremedi ancak kendisini mezarında ters döndürecek sürecin fitilini ateşlemek çok uzun sürmedi.
Neticede devlet yıkıldı. Sultan Abdülhamid'in tahtan inmesiyle her şey çok güzel olacaktı. Ama olmadı. Her şey olduğu gibi kalsa yine kâr sayılırdı. Aksine berbat oldu. Milyonlarca insan hayatını kaybetti. Yerinden yurdundan oldu. Elde kalan Anadolu’muzun üzerinde dolaşan akbabaları, güç bela defedebildik. Her şey çok güzel olacak diyenler de örgütlerini feshedip yurtdışına kaçtılar.
Bu söz söyleneli 150 yıldan fazla oldu. Ancak hayaleti hâlâ ortalarda dolaşıyor. Uzun bir süre de dolaşacak gibi. Her yeni krizde iliklerimize kadar hissetmeye devam ediyoruz.
Sahanın hareketlendiği her durumda bir cephe de internet ve sosyal medyada ve/ya ekranlarda açılıyor: Bazı gazeteci, akademisyen ve entelektüeller; sahte hesaplar, istihbarat organizasyonları, lejyonerler, değişik kılıklara girmiş firariler, kopuntular, yabancılaşmanın çok ötesine geçmiş mutant versiyonlar yoluyla.
Bu cephenin aslında savaşa dâhil olmaktan çok daha derinlikli bir rolü var. İlk akla gelen kuşkusuz toplumsal dokuda derin çatlaklar oluşturarak lokmayı olabildiğince "yumuşatmak". Bu yazı daha çok akla pek gelmeyenle ilgileniyor: Meta-komplo ironisiyle. Yani 'komplo teorisi' etiketiyle en büyük komployu........
© Haber7
