Şehzadebaşı’nda Yaşananlarla Üniversitelerdeki İftarları Birlikte Düşününce
"Ya ne olacak canım” havasının insanların önemli bir kısmını kapladığı dönemlerdeyiz. Sanki Hz. Peygamber’in (aleyhisselam) “İnsanlar öyle bir zamana erişecek ki, kişi malını helâlden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine aldırmayacak!” dediği zamanlar.
Tam böyle bir zaman diliminde Türkiye’nin ana gündeminde “yolsuzluk” var. Efendimiz’in (aleyhisselam) “Allah’ın lâneti, rüşvet verenin ve rüşvet alanın üzerinedir” diye çift yönlü lanet ettiği mesele yani.
Alana da verene de “melun” dendiği için alanı da vereni de şu veya bu gerekçe ile desteklemek, sürece “ortak” olmaktan başka bir şey değil.
Destekleyenlerin bir kısmının “kusmukları” ile Şehzadebaşı’nda dolanıp “cami duvarına işemeleri” ayrıca lanetlik!
Üstüne üstlük bazılarının ağızlarından “lağım” akıyor, Türkiye’nin yarısının oyları ile baş(tâcı) ettiğine ve rahmetli annesine, ailesine.
Tüm bunlar Türkiye açısından “ümitsizlik” vakıaları gibi dursa da meseleye Hak-Bâtıl mücadelesi olarak bakarsak, “Bâtıl cephesinin ahvali budur” deyip “acaba Hak cephesinde durum nedir?” sorusuna cevap aramaya geçmek lazım.
Hak cephesinde durum yıllar geçtikçe daha da iyi oluyor elhamdülillah. Meseleye tarihsel (dikey) kıyaslama ile bakmak en doğrusu. Şöyle ki;
Rahmetli dedem, tek parti döneminin her türlü çilesini çekmiş........
© Haber7
