Üniversiteler geleceği inşa edebilir mi? II. Bölüm
Bir önceki ‘’ 1 Baykal 200 üniversite ‘’ yazımızda bahsettiğimiz üniversite Baykar karşılaştırmasında amacımız üniversitelerimizi konuşmak ve yeni yöntemin nasıl hazırlanacağına dair düşüncelerimizi anlatmaktı.
Yazımıza gösterilen ilgi ve çok sayıdaki yorum nedeniyle ikinci bölümü daha kapsamlı ve detaylı verilerle birlikte sizlere sunmaya gayret göstereceğiz. Bu konuda akademisyen ve okuyucularımızın da görüşlerini ve yorumlarını kıymetli buluyoruz.
Üniversitelerimizi yurtdışı benzerleriyle mukayese etmenin üniversitelerimize, ülkemize, gelecek nesillerin refah ve mutluluğuna ışık olacağını umuyoruz.
Doğruyu bulmak en basit şekliyle mukayese ile daha kolay ve anlaşılır olacağını biliyoruz. Bu nedenle yazımızda birçok kaynaktan elde ettiğimiz verilerle onların (yurtdışı) ve bizim üniversitelerimizi en az yorumla mukayese etmeye çalışacağız.
Elbette bu kadar ciddi bir konu bu dar alanda tam olarak anlatmak mümkün olmasa da düşünenlere yol gösterici bilgileri sunmak isteriz. Üniversitelerimizi ve yurt dışı özellikle ABD’nin başarılı üniversiteleri ile ilgili bilgileri bu tabloda göstermeye çalışacağız.
Yüzyıllardır bilgi güçtü. Ancak 21. yüzyılda bu güç, ekonomik kalkınmanın, teknoloji üstünlüğünün ve jeopolitik etkinliğin temel kaynağına dönüştü. Bugün artık sadece bilgi üretmek değil, bu bilgiyi katma değere, patente, ürüne ve refaha dönüştürmek hayati önemde.
“Türkiye, sadece bilgi mi üretiyor, yoksa bilgiyi ekonomik güce çevirebiliyor mu?”
Patentler ve Bilginin Ekonomikleşmesi
Patentler, bilginin somut çıktısıdır. Ancak sadece sayı değil, “faydalı patent” yani ekonomiye etki eden, piyasada ürüne dönüşen patentler önemlidir. Çin yılda 1,5 milyon patent başvurusu yapıyor, ama en değerli patentlerin p’i hâlâ ABD, Japonya ve Almanya gibi ülkelerde. Zira mesele sadece başvuru değil, ticarileşme oranı.
Türkiye, 2023’te yaklaşık 9.000 yerli patent başvurusu yaptı.
⦁ Ticarileşen patent oranı yalnızca %7–10 civarında.
⦁ OECD ortalaması ise @’ın üzerinde.
⦁ Ar-Ge harcamaları GSYH’nin sadece %1,3’ü iken, Güney Kore’de %4,7, İsrail’de %5 civarındadır.
Yani Türkiye’de patent çıkıyor, ama büyük çoğunluğu Raf ürünü olarak kalıyor.
Bilgi Üretiminde Nerede Duruyoruz?
Bilimsel yayın sayısı açısından Türkiye son yıllarda ciddi bir artış yakaladı. 2023 itibariyle:
⦁ Türkiye Scopus verilerine göre dünyada 17. sırada.
⦁ Ancak bu yayınların atıf sayısı az ve etki faktörü zayıf.
⦁ “Sanayiye etkisi olan yayın oranı” oldukça düşük.
Yani nicelik var, nitelik ve dönüşüm eksik.
Bilgi Nasıl Ekonomiye Dönüşür?
Bilginin ekonomik değere dönüşmesi için 4 temel yöntem
⦁ Patentleşme ve ticarileşme (ürünleşme)
⦁ Yüksek teknoloji ihracatı
⦁ Bilgi tabanlı START_UP ve UNİCORN oluşumu
⦁ Sanayi-Akademi iş birliği
Türkiye bu........© Haber7
