Anadolu’nun bağrından çıkmış özel bir genç Alperen Şengün.

Yeşilin bin bir tonunun Karadeniz’in hırçın mavisinin içinde hoyratça arz-ı endam ettiği Topal Osman diyarı Giresun’lu Kemal ile Ayşe Şengün’ün 2002 yılında dünyaya gözlerini açan başarılı evladı.

O hem Alp hem de Eren.

Bir yandan dünyanın en iyi savunmacılarının üzerine korkusuzca, yiğitçe, kahramanca gidip şovunu yapıyor ve takımı adına sayıları topluyor, öte yandan daha müsait durumda bir arkadaşı varsa her halükârda ona asist yapıyor ve bu şekilde etrafındaki oyuncuları da besleyerek yıldızlaştırıyor.

Tipik bir Giresun’lu Alperen Şengün.

Ailesinin ifadesiyle sevecen olduğu kadar sevgisini etrafındakilerle paylaşan bir yapıya sahip. Zaten dışardan bakan herkes onun takımı için sonuna kadar mücadele eden, zorlukların üzerine üzerine giden ve asla yılmayan, aynı zamanda da bencillik girdabına kapılmayan seçkin bir karakter olduğunu hemen anlıyor.

Alperen’i basketbol dünyasına kazandıran antrenörü kutlamak lazım.

Gençliğimden bilirim. Memlekette mahaller arasında oynanan maçları izleyip oyuncu keşfine çıkan gönüllü antrenörler vardı. Bunlardan bazıları futbola yeteneği olan gençleri takip edip mahalli kulüplere kazandırır, bazıları da boyları akranlarından daha uzunca olan gençleri voleybola, basketbola yönlendirirdi. Anladığım kadarıyla Alperen’i keşfedip ilk antrenörlüğünü yapan Salim Taslı da bu duyarlı hocalardan biri.

Allah, gençlerimizin yeteneklerini keşfetmekle kalmayıp onları doğru bir şekilde geleceğe yönlendiren Salim Taslı gibi antrenörlerin sayılarını artırsın.

İlgisizlik, alakasızlık ve iş bilmezlik yüzünden dünya ölçeğinde başarılara imza atabilecek nice yetenekli gencimiz heba olup gidiyor hayatın keşmekeşi........

© Haber7