menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suriye Savaşının Gelişimi Politik Savaş/ Savaş Politikası

16 26
13.01.2025

Meşhur Savaş Üzerine kitabının yazarı V. Clausewitz “Savaşı, uluslararası ilişkilerde politikanın başka araçlarla devamı” olarak nitelendirir. Farklı kuramcılara göre döngüde ağırlık ve ton kayması olsa da savaş ve politika birbirini takip eder durur. Kimileri savaşı önde yürütür kimileri de politikayı. Bense politikayı savaşın ve barışın üzerinde tutarım: Barış politikası ve savaş politikası… Politikayı ana küme olarak varsayarsak; politik savaş ve savaş politikası silsile ile doğru tasnif edeceğimiz alt kümelerdir. Özellikle savaş politikası artık büyük oranda savaş ve savaş kavramlarına indirgenmiş özel ve somut alandır. Bu yüzdendir ki, odak noktası olan barışa ve savaşa yaklaştıkça politika da değişir, yeni kavramlar, açılımlar, araçlar kazanır… Niçin bu iki kavramı uzun bir sürecin içinde farklı gamlarda, tonlarda ve biçimlerde değerlendiriyoruz diye sorarsanız, hayatın ve olayların tabiatından derim dostlar. İster fiziksel, biyolojik olaylar isterse sosyolojik olaylar tedrici olarak gelişirler (Suriye konusunda ise büyük güçlerin uzun vadede adım adım geliştirdikleri bir proje söz konusudur). Adım adım olgunlaşırlar, belli süreçlerden geçtikten sonra zirveye ulaşırlar. Ulaştıklarında ise artık hangi kavramın çekim noktasında iseler onun mutlak etkisine maruz kalırlar. Bu kısa yazıda politik savaşın nasıl cereyan ettiğini, nasıl savaş politikasına evrildiğini ve bu süreçteki aşamalarda hangi araçları kullandığını basitçe açıklamaya çalışacağım.

Yazının coğrafi ana odağı Suriye savaşı olacak. Nedeni savaşın büyüklüğü değil etkisinin çapı ve sonuçları. Savaşların küresel ve bölgesel etkilerini, bağıntılarını burada kısaca açıklamak istiyorum. Çünkü Suriye savaşını ana odak olarak kabul etmemiz buradaki savaşın bölgesel küresel sonuçlarının olacağından. Değilse dünyamızda çok büyük insan kayıplarının olduğu büyük kanlı savaşlar yaşandı. Mesela 1931-1945 arası Japon saldırganlığının zirveye çıkmasıyla yaşanan Çin işgali ile başlayan Çin - Japonya Savaşında 30 milyonun üzerinde insan öldürüldü. Ama, Avrupalı güçlerle yapılan savaşlar daha çok küresel hafızada yer edindiler, çünkü birçok küresel etki, sonuç, oluşum ve yapılanma doğurdular. Keza 1998 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde başlayan 2. Kongo

Savaşının (1998-2003) 2003 yılında resmen savaşın bittiği ilan edilmesine ve anlaşma yayılmasına rağmen çatışmaları ve etkileri 2008 yılına kadar devam etmiştir. Savaş ve savaştan kaynaklanan yetersiz beslenme, temel sağlık hizmetleri alamama gibi nedenlerle 5,4 milyon insan hayatını kaybetmiştir. Ama, bırakalım küresel etkilerini kıtasal bir sonuç bile doğurmamıştır. Ancak, Suriye’nin Dera şehrinde başlayan olaylarla (15 Mart 2011, ilk büyük çaplı gösteriler) alevlenen Suriye savaşı her geçen gün bölgesel ve küresel güçleri içine çekmiştir. Birçok büyük savaşta gördüğümüz basiret bağlanması, körlük ve bilinç eksikliğini bu savaşın başlangıcında da görmekteyiz. Her zamanki ifademizle “Ana muharrik güçler” hariç bölgesel hiçbir güç savaşın bu denli büyüyeceğini, etki kazanacağını ön görmemiş, hesaplayamamıştır. Ukrayna gibi devasa bir ülkenin bölünmesini ve konvansiyonel tahrip gücü yüksek silahlarla enkaza çevrilmesine sonuç veren Ukrayna Rusya Savaşı Suriye savaşının bir bileşeni olabilmiştir. Adeta bir bölgesel savaş olarak görülmüştür. Ancak, Suriye Savaşı başlangıcındaki olaylar bir iç isyan, daha sonraki çatışmalar bir iç savaş gibi görülse de zaman içinde küresel sonuçlar doğuran bir savaşa dönüşmüştür. Ve korkulur ki,

Suriye’deki Rusya ve İran’ın geri çekilmeye zorlanması, görünüşte defacto yeni rejim kurulması hem Suriye hem bölge hem de küresel boyutta savaşın bittiğini değil, yeni başladığını göstermektedir.

Yeni durum niçin savaşın bittiğini değil yeni başladığını göstermektedir diyoruz? Elbette ki, geleceği Allah bilir, ancak geçmişe dönük verilerden ve olayların analizinden bazı çıkarımlar yapmak mümkündür.

“İn God we trust, all others must bring data” (Biz Tanrıya inanıyoruz, (ancak) diğer herkes veri getirsin) diyen W. E. Deming metodunu geçmişe yönelik olayların analizinde kullanarak mevcut durumu anlamak mümkündür. Bu maksatla geçmişe yönelik selektif bir seyahat yapacağız.

Zira Suriye’den başlıyormuş gibi görünen bu Amerika, İngiltere ve İsrail Projesinin başlangıcı biraz daha geçmiş tarihte ve sonu ise henüz tamamlanmamış görünmektedir.

İlk seyahatimiz politik savaşın savaş politikasına dönüştüğü zamanı ve olayları anlamak içindir. Küresel dengedeki politik gerilimler her zaman olmuştur. Bu insan, toplum ve devletlerin yaşamlarının bir gerçeğidir. Özellikle devletler arası ilişkide ve dengede mutlak barış döneminin olmadığı, barış zamanlarının savaşa hazırlık dönemleri olduğu uluslararası ilişkiler ve savaş tarihi uzmanları tarafından tekrar edilir. Ancak, devlet yönetimleri açısından bu tespiti biraz daha netleştirmek zorunludur. Politik savaşın ne zaman başladığı, hangi araçları ve hangi yöntemleri kullanarak geliştiği pozitif bilimlerdeki katiyete yakın kesinlikte tespit edilmelidir. 2. Dünya Savaşından sonra başlayan Soğuk Savaş Dönemi politik savaşın bir dehşet dengesinin gölgesinde bazen yerel çatışmalar, işgaller ile bazen de uluslararası propaganda ile bazen de ticaret savaşlarıyla devam edegelmiştir. Berlin Duvarının yıkılışı ve Sovyet sistemi ve Varşova Paktı'nın dağılmasından sonra ABD kısa süreli bir tek süper güç olarak küresel düzeni domine etmiştir. Ancak, bu dönemde bile Japonya ve Almanya ile direnç gösteren Fransa gibi bazı ülkeleri ABD körfez petrolü gibi beslenme kaynaklarına el koyarak gelişme hızlarını yavaşlatmış daha sonra da Avrupa’yı Rusya ile Japonya’yı ise Çin ile dengelemiş, sadeleştirmiş bilahare de eksiltmiştir. Ancak, 2000’li yılların başında bölgesel bir güç olan Çin’in ekonomik açıdan küresel liderliğe oynama kapasitesi göstermesinin ardından ABD yeni bir küresel politik savaş başlatmıştır. Bu politik savaş süreç içinde savaş politikasına evrilmiştir. Çin’in ekonomik çıkarlarını haksızca engellemekten tutun da teknoloji casusluğu yapmasını engellemeye kadar bir dizi önlem alınmıştır. Keza 2000........

© Haber7


Get it on Google Play