Karadeniz üzerinden Türkiye’yi cepheye sürme arayışları mı var?
Birkaç gün önce haber/yazı arşivime bakınırken iki buçuk sene önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptığı bir açıklama karşıma çıktı.
2 Nisan 2023 tarihli bir haber.
Türkiye’nin kritik bir seçimlere doğru ilerlediği bir dönemde, Rusya/Ukrayna savaşının ikinci senesine girdiği bir ortamda Erdoğan, katıldığı bir televizyon yayınında Türkiye’yi ‘cepheye çekme arayışları’ anlamına gelen şöyle bir beyanda bulunmuştu:
“Bizim son iki yıllık çabamız olmamış olsaydı, Batı kulübü Türkiye’yi Rusya’ya karşı savaş ortamına çekerdi. Biz burada olduğumuz müddetçe buna müsaade etmeyeceğiz.”
O dönemde Ankara’nın reel bir tehdit algısına dönük kitabın ortasından bir beyanat olmuştu bu.
Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirme senaryoları nereden nasıl olabilir sorusuna “A şıkkı Karadeniz” cevabı pekala verilebilir.
Zaten 24 Şubat 2022’de Rus ordusunun bir yıldırım harekatıyla Kiev’in gardını düşürme hedefiyle başlattığı ancak bunu başaramadığı için uzadıkça uzayan bu savaşın ilk anlarından itibaren Ankara’da yüksek bir Karadeniz hassasiyeti kendini belli etti.
Karadeniz’in bir savaş alanına dönmemesi temel bir strateji olarak belirlendi.
Montrö Anlaşması’ndan gelen haklar titiz bir şekilde kullanıldı.
Boğazlar’dan savaş gemilerinin geçişi yasaklandı.
Karadeniz’e savaş gemilerinin girmemesi adına diplomasi ve istihbaratın bütün yetenekleri kullanıldı.
Rusya ile ikili ilişkilerde diyalog kapılarının ardına kadar açık olması bu kritik kararın hedefine ulaşmasını kolaylaştırdı.
Daha ilk dönemlerde Moskova’nın Montrö anlaşmasını Ankara’nın istediği biçimde yorumlaması iletişim kanallarının ‘şifahi’ olarak kullanılmasıyla başarıldı, Moskova kendi savaş gemilerini Boğazlardan geçirmeme konusunda ikna edildi.
Şunun altını çizelim:
Ankara Karadeniz’de, hırçın........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein