menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Havacılığın 'Süpermarketi' haline gelen bir Türk şirketi: TUSAŞ

61 48
25.05.2025

Önceki gün kapılarını, Başkent Ankara’da mesleklerini yürüten bir grup gazeteciye açan TUSAŞ’ta (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii) takriben 4 saat geçirdik.

Dolu dolu 4 saat diyeyim buna…

TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu, helikopter üretiminin yapıldığı platformları gezdirirken, helikopterlerin kalbi olarak bilinen ‘transmisyon’ parçalarına dair enteresan bir bilgi verdi.

Bir Alman firmasına (Z-F), bu parça için sipariş verilir.

Ancak, istenilen parça bir türlü ellerine ulaşmaz.

(Geçen sene Alman Siemens firması da aynısını Akkuyu Nükleer Santralinde yapmış, projeyi akamete uğratmak amacıyla siparişi verilen ürünü teslim etmemiş, aynı ürün Çin’den getirilmişti)
Nihayet, bunun kasıtlı olduğu düşüncesine varılır ve helikopterin kalbi olarak nitelendirilen o ürünün yerli imkanlarla yapılmasına karar verilir.

Sonunda da başarılır tabi.

İlginçtir, bu ürünün TUSAŞ’ta üretilebildiğini fark eden Alman firması, beklettiği transmisyon parçasını bunu öğrendikten sonra teslim etmek ister.
Ancak iş işten geçmiştir ve artık bu parça yerli ürün olarak helikopter üretiminde kullanılmaya başlanmıştır.

Bu türden hikayelere son yıllarda çok aşinayız, öyle değil mi?

Örneğin, Aselsan’da, Kanada’nın ambargo koyduğu kamera sistemlerinin daha iyisini yapmamış mıydı?

Esasen durup ders çıkarmak, ibret almak için çok kıymetli bu yaşanmışlıklar.
Almanların yaptığında kötü niyet de var tabi.

Amerikalıların bir süre önce tabanca satışını durdurmasındaki kötü niyet gibi.

“El elin eşeğini türkü çağırarak ararmış” diye eskilerin bir sözü var.

Bu örnekler bu sözün daha ötesini/daha kötüsünü temsil ediyor.

Tusaş’ta yapılanların, diğer savunma sanayii firmalarının geliştirdikleri yerli teknolojilerin bu memleket için nasıl bir kıymet arz ettiğini ifade edebilmek adına illa amuda mı kalkmak lazım.

Şu içinden geçtiğimiz dünyada her şey ortada.

Bunun bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu şu içinden geçtiğimiz Dünya şartlarında olup bitenler, bizim bir parçası olduğumuz Ortadoğu coğrafyası öncelikli olmak üzere, çok farklı bölgelerde yaşanan çatışmalar, gerilimler, çok daha öğretici bir biçimde karşımıza çıkarmış durumda

TUSAŞ Genel Müdür Demiroğlu, yurtdışına yaptığı gezilerde muhataplarından dinlediklerini gurur duyarak anlatıyor.

Diyor ki:

“Bize soruyorlar, “Siz bu işi nasıl başardınız” diye. Biz de sizin başardığınızı yapmak istiyoruz, aynı modeli istiyoruz........

© Haber7