menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türk hikâyesinin büyük ustasına vefa!

15 0
07.04.2025

Değerli eğitimci arkadaşımız Safiye Önal, TYB’nin iftarında Yaşayan Klasiğimiz Mustafa Kutlu kitabını hediye etti. Timaş Yayınlarından yakın zamanda çıkan eser benim için adeta bayram hediyesi oldu.

Usta yazarın hayatına dair ayrıntıların da paylaşıldığı kitabı bir solukta bitirdim. Yıllar önce merhum Nusret Özcan ve Kemal Aykut’un Nehir Yayınları için hazırladığı Mustafa Kutlu Kitabı’nı da zevkle okumuştum.

Türk edebiyatının en çok sevilen ve okunan yazarlarından birisi olan Kutlu’ya dair başka eserler de yayınlandı. Türk okuruna elliden fazla nitelikli eser hediye eden kıymetli yazarımız için bundan sonra da mutlaka yeni çalışmalar yapılacaktır.

Safiye Önal’ın bu kitabı Kutlu okurları için başucu eseri olacak nitelikte. Yoğun emek ve gayret gösterilerek üstad bütün yönleriyle anlatılmaya çalışılmış. Önal zor olanı başarmış. Zira Kutlu gibi büyük şahsiyetlerin anlatılması ve okura aktarılması kolay bir mesele değil.

Yazarın hayatının da yazdıklarına dahil olduğunu bu eser sayesinde bir kez daha ispatlıyor. Kitabı okuyanlar derinlikli cümlelerin altını çizmekten biraz yorulacak olsalar da uzun hikâye tadında bir yolculuğa çıkacakları muhakkak. İzninizle ben de aldığım bazı notları paylaşmak istiyorum.

ÇOK YÖNLÜ BİR SANATÇI

Mustafa Kutlu, birçok alanda üretimde bulunan çok yönlü bir sanatçı. Hikâyeciliğinin yanı sıra sinemayla, resimle, sporla, yayıncılıkla, köşe yazarlığıyla, dergicilikle, televizyonculukla da meşgul olmuş. Dağınık gibi görünen uğraşlarına rağmen, Türk edebiyatına adını altın harflerle yazdıracak muhteşem hikayelere de imza atmasını bilmiş. Kitapta bu duruma şöyle enteresan bir cevap vermiş:

“Bu kadar işin arasında hikâye yazmaya devam ettim. On sekiz sene her yıl bir kitap çıkarmışım, bu olacak iş değil. Nasıl bu kadar verimli oldum, şaşırıyorum.”

Herhâlde bunu en güzel açıklayacak kavram bereket kavramıdır. Allah bir insanın ömrüne ve kalemine bereket nasip ederse, ortaya böyle bir sonuç çıkıyor.

EVİNDE KÜTÜPHANESİ YOK

Bazı yazarlarda kitap biriktirme, kütüphane kurma fikri takıntı seviyesindedir. Kitaplığına dokundurmayandan tutun da kitaplarına laf ettiği için eşini boşayana kadar çok uç örnekler var. Kutlu bunların tam tersine kitap biriktirmiyor; evinde bir kütüphanesi yok. Usta yazar okuduğu kitapları dağıtıyor. İsmail Kara, kitapları hakkında çıkan yazıları, kendisiyle yapılan konuşmaları da çoklukla okur geçer, onları da biriktirmez diyor.

ÖĞRETMENLİĞİ

Öğretmenlik hayatı kısa sürse de iz bırakmayı başarıyor. Müfredata bağlı kalmadan çocuklara şiiri ve edebiyatı sevdiriyor. Günümüzdeki öğretmenlere örnek olacak bir uygulama yapıyor. Öğrencilerine şiir defteri tutturuyor. Önce kendisi iyi şiirleri deftere yazdırıyor. Sonra talebeleri güzel şiirler bularak defteri dolduruyor. Defteri intizamla tutanlara ve şiirleri ezberleyenlere de yüksek notlar veriyor. Böylelikle öğrenciler şiir ve edebiyat zevki kazanmış oluyor.

Her şeyden şikâyet eden öğretmenlerden olmak yerine bulunduğu yeri daha çok güzelleştirmek için kafa yoruyor. Okulda sayısız faaliyet yapıyor. Kapalı spor salonunu aktif hale getiriyor. Futbol ve basketbol........

© Haber7