menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vefât yıldönümünde İstanbul’un mânevî fâtihi Akşemseddin Hazretleri (15 Ocak 1459)

6 0
11.01.2025

1 Mart 1389 Pazartesi günü Ehlullah’ın büyüklerinden Şâh-ı Nakşıbend Hazretleri (k.s.) Buhâra Kasr-ı Ârifan’da dünyasını değiştirdiklerinde, Şâm-ı Şerifte zâhiri ve bâtınî ilimlere mazhar olmuş Horasan erenlerinden Şeyh Hamza Efendi’nin bir erkek çocuğu dünyaya gelmişti. İsmini Mehmed Şemseddin koydular.

Müridlerince; Kutb-ul Meşâyih’in Şeyh Şerafeddin Hamza-i Şâm-i bin İsa diye zikredilen Şeyh Hamza Efendi, 1397 senesinde Amasya’da vefât eden ve Savâdiye Mahallesi Çilehâne Camii yanında Pirler Türbesi’ne defnedilen Gümüşlüzâde Pîr Sücaeddin İlyas Hazretleri’nin halifesiydi. Şeyhinden aldığı işaretle ailesini de yanına alarak Anadolu’ya göçmüş ve Amasya’nın Kavak Nahiyesine (şimdiki istasyon mevkii) yerleşmişti. Küçük Şemseddin başladığı hafızlık eğitimini burada tamamlayarak 7 yaşında Kur’an-ı Kerim’i hıfzetti. Bir taraftan da babasından ders alıyor, sohbetlerinden istifâde ediyordu.

Pir İlyas Hazretlerinin 1397’de vefât etmesiyle onun yerine Şeyhlik mâkâmına Mehmed Şemseddin’in babası Hamza Efendi geçti.

Ancak 5 yıl gibi bir süre sonra 1402’de babası Şeyh Hamza’da vefat edince, genç Şemseddin biraz bocaladıysa da kendisini toparlayarak tahsilini bırakmadı. Babasının yerine geçen babasının şeyhi Pîr İlyas Hazretleri’nin oğlu Pîr Celâleddin Abdurrahman Çelebi üzerinden tahsiline devam etti. Zâhiri ilimleri bitirdi Osmancık’a müderris oldu.

İlim tahsili esnasında gerek babası, gerekse babasının Halifesi etrafında olan önemli âlimlerin sohbetlerine katıldı, onlardan ders aldı. Bu arada hekimliğe merak sarmıştı. Başta Amasya Darüşşifa’sın baş hekimlerinden Sabuncuzâde İlyas Bey olmak üzere ünlü hekimlerin sabahları bulan tartışmalı sohbetlerini uyumadan takip etti, notlar aldı. Bu çalışkanlığı ona hem bitkilerden hemen her hastalık için ilaçlar yapmayı öğrenmesine vesile oldu, hem de dünyada ilk mikrobu bulma başarısı kazandırdı.

“Hastalıkların insanlarda, teker teker ortaya çıktığını sanmak hatalıdır. Hastalık, insandan insana bulaşma sûretiyle geçer. Bu bulaşma gözle görülemeyecek kadar küçük, lâkin canlı tohumlar vasıtası ile olur” diyerek mikropların varlığını bütün dünyaya duyurdu, bunu da “Maddetü’l Hayat” adlı eserinde yazdı. Böylece Akşemseddin, Louis Pasteur’un yaklaşık 400 yıl sonra deneyle keşfettiği mikrobu bulduğunu açıklamış oldu.

Pasteur’un teknik aletlerle Akşemseddin’den dört asır sonra varabildiği neticeyi dünyaya ilk defa o duyurdu. Buna rağmen mikrop........

© Haber7