menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Liderler yok ama umut var!

17 1
17.05.2025

Yine bir barış müzakere süreci, yine başrolde Türkiye..

Özellikle 2020 yılından itibaren, Avrupa'dan Orta Doğu ve Afrika'ya dünyanın farklı noktalarından pek çok ülkenin, aralarındaki problemlere çözüm için Türkiye'ye başvurduğuna şahit oluyoruz. Bu hafta da Türkiye'nin küresel diplomasi ve barış ortamı için ne denli güvenilir bir ülke olduğunu tekrar görmüş bulunduk.

SÜREÇ İSTANBUL'A NASIL TAŞINDI?

Süreç başından sonuna çetrefilli. Her iki tarafın da akıl oyunlarına, psikolojik sınamalara tabi tuttuğu bir mücadeleden söz edebiliriz. Kısaca özetleyelim İstanbul'daki masaya tarafların nasıl geldiğini.

11 Mayıs 2014 tarihi, Ukrayna'nın doğusunda Rus yanlısı ayrılıkçıların bağımsızlık referandumunu gerçekleştirdiği tarihti. Batılı liderler ve Zelenskiy, iki ülke arasındaki krizin en alevlendiği o tarihin 11. yıl dönümünden bir gün sonra, 3 yıldır devam eden savaşı sona erdirmek için 12 Mayıs tarihinde Putin'i ateşkes masasına çağırdı. 30 gün silahlar sussun istendi.

Moskova ise bu açıklamayı samimiyetten uzak buldu. Zelenskiy'nin akıl hocasının Batı olduğu, Batılı müttefiklerin savaş sahasında yenilgiye uğrayınca 30 günlük dinlenme süresine ihtiyaç duyduğunu ve bunun için de Zelenskiy üzerinden böyle bir oyun tezgâhladığını ileri sürdü. Kremlin ayrıca Kiev'i, "Zelenskiy barış istemiyor sadece Trump'tan çekiniyor" diyerek de suçladı. Nitekim Harkiv'e yeni saldırılar düzenlendi. Ateşkes çağrısına fiili bir ret cevabı verilmiş oldu.

Hâlbuki 2022 yılında İstanbul'daki ilk müzakere sürecinde taraflar ateşkese yaklaşmış, dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın Zelenskiy'i yönlendirmesiyle, Ukrayna masadan kalkmıştı. Trump'ın attığı adımlarla Ukrayna-Rusya savaşı Moskova lehine dönünce, Batı da direnmekte ısrar edince, sürecin çıkmaza girmesi kaçınılmaz oldu. İşte tam bu noktada Ankara devreye girdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan hem........

© Haber7