Nükleersiz İran, milletsiz İsrail
İran İsrail savaşında cepheler genişliyor. İsrail ile İran’ın 12 gündür birbirlerine yönelik stratejik saldırıları ABD, Yemen, Katar ve Irak ekseninde genişledi. ABD, İran’daki nükleer tesisleri vurdu. Yemen’in bir bölümünü yöneten Husi rejimi, İran lehine savaşa dahil olduğunu duyurdu. İran ise İsrail’i vurmasının ardından Katar ve Irak’taki ABD üslerine balistik füze fırlattı. ‘Üçüncü Dünya Savaşı’ senaryolarını tırmandıran İran’ın son saldırısında, “ülke halklarının değil, sadece ABD’nin hedef alındığı” duyurularak itidalli üslup kullandı.
İyimser tahminler savaşın süratle neticelenmesi yönünde. Fakat Rusya-Ukrayna savaşında olduğu gibi yıllara yayılabilecek bir çatışma ortamının oluşması da ihtimaller dahilinde.
İran’dan yana da İsrail’den yana da birçok stratejik noktanın vurulduğu savaşta harp tarihine geçecek ilginç anekdotlar ve stratejiler yer alıyor...
SİYASİ KURMAYLAR HEDEF ALINMIYOR
İsrail de İran da karşı ülkenin “rejimini” hedef almasına rağmen 12 gün boyunca siyasi kurmaylardan hiç kimse hedef alınmadı.
İran’da dini lider Hamaney hala hayatta.
İran parlamentosunda mevcut rejimin kilit taşını oluşturan siyasi kadrolardan kimse vurulmadı.
İsrail cephesinde hükümetten veya Netanyahu’nun partisi Likud’dan kimse İran füzelerinin hedefi olmadı.
Bunun yanı sıra İsrail, devlet televizyonunu vuracak kadar ileri gidiyor.
İran ise Mossad karargahlarını bile bombalayıp taş yığınına çevirebiliyor..
NEDEN HAYFA
Savaşın ilk birkaç gününde İran’ın neredeyse bütün komuta kademesi yok edilmesine rağmen Tahran rejimi İsrail’e karşı ince bir harp politikası seyrediyor.
İran balistik füze saldırılarında Tel Aviv’in yanı sıra ısrarla İsrail’in kuzeyini hedef alıyor.
12 gündür hemen her füze İsrail’in en ucundaki Hayfa’yı vuruyor.
Hayfa liman kenti özelliğiyle öne çıkıyor. Bu kentin asıl kilit faktörü son 20 aylık nüfus hareketliliği
7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’nden İsrail’e atılan Filistinli mücahidler, daha sonra düzenledikleri roket salvolarıyla “İsrail’in güney bölgesini” yaşanmaz kıldı. İsrail’de esir alınıp Gazze’ye getirilenlerin tamamı da bu güney bölgelerindendi. İsrail’in “aşağısı” korku ve yıkımın adresi oldu. Çare ise İsrail’in “yukarısını” diri tutarak içtimai hareketliliği oradan devam ettirmekti.
Gazze’nin komşusu olan Güney İsrail’deki yerleşimciler çoğunlukla orta ve kuzey bölgelere kaydırıldı.
Özellikle çifte vatandaş olan İsraillilerin işgal ülkesini terk etmemesi için Netanyahu hükümeti........
© Haber7
