Yokluktan varlığa yolculuk
Birileri kendilerine göre açlık edebiyatı yapsınlar. Şükretmemek ve şikâyet etmek, bu yılların vazgeçilmez önceliğidir...
Son günlerde yabancı bir sanatçı dudak uçuklatacak fiyatlarla konser verip gidiyor. Doğal olarak bilet bulmak zor. Tatil yerleri tıklım tıklım... Üstelik hatırı sayılır fiyatlarla sunuluyor...
İstanbul Havalimanı rekor üstüne rekor kırıyor... Seyahat zirvede...
Yollar arabalarla dolu...
Şehir içinde park edecek yer yok...
Çarşı pazar, pahalılık edebiyatlarına karşın, dopdolu...
Belki istenilen seviyeye ulaşamadık, ancak eski ile karşılaştırılamayacak kadar refah seviyemiz yükseldi diyebilirim. Alım gücü, birilerinin tam tersini söylemesine rağmen, eskilere göre çok yüksek. Fiyatların pahalı olduğu eskiden de doğruydu. Ancak o oranda gelirlerin yükseldiğinden kimse söz etmiyor... Çünkü iktisatta en güzel değerlendirme, paranın alım gücüne göre yapılandır, diye düşünüyorum. O nedenle, döviz, altın gibi değerli yatırımlar, paranın alım gücünü ne kadar etkiler, onu bilemem...
Evlerimiz daha konforlu, çevremiz daha düzenli... Şehirlerimiz, eksiklerine rağmen daha kullanışlı... Doğal olarak bu hizmetlerin bir bedeli var.
Bakın, suyu ucuzlatacağız diye yerel yönetimlerde söz sahibi olmak isteyenler, daha bir kalemde su fiyatlarına yüzde yüzlerin üzerinde zam yaptılar. Araba park fiyatlarında yüzde yüz zam yaptılar.
Bu değerlendirmeleri neden yapıyoruz? İşte cevabı:
Bugün ülkede her üç kişiden bir insana bir araba düşüyor. Öyle ya, bu arabalar su yakıyor! Benzin tüketimi kaç misline ulaşmıştır. Seneler önce bir bidon benzin almak için insanların saatlerce kuyruk beklediği gerçeği çabuk unutuldu... Oysa o yıllarda değil üç kişiye, belki yirmi kişiye bile bir araba düşmüyordu. Ana caddelerde bile çocuklar top oynuyorlardı. Yollar o kadar sakindi... Sessizdi... Araba sesi taaa ötelerden duyulurdu...
Daha yirmi yıl öncesine kadar, bu ülkede “bakamaz” diye memura kız, “ödeyemez” diye kiralık ev vermezlerdi. Unutuldu... Memurun karısı şimdi alışverişe arabasıyla gidiyor. Çoğumuz ailece bir lokantaya hiç gidemezdik. Babalarımızın lokantaya götürecek parası hiç olmadı. Şimdi AVM’lerde her alan tıklım tıklım dolu. Hatta McDonald's gibi yerlerde içeriye girme kuyruğu var. Bunu gördükçe zaten, ülkemiz adına........
© Haber Vakti
