Olayların ardındaki İlahi hikmet
Dünyada ve ülkemizde yaşadığımız üzücü olaylar birçoğumuzu derinden etkilemiştir. Bilhassa bu olumsuz olaylar eğer bizim hayatımızı yakından ilgilendiriyorsa, ciddi şekilde psikolojimizi bozmakta ve ümitsizliğe sevk etmektedir. Bu durumda hayata bakış açısı çok önemli olmaktadır. Çünkü bakış açısına göre aynı olaya hem olumsuz, hem olumlu yaklaşmak mümkündür. Mesela yarım bardak suya, yarısı boş denebileceği gibi, yarısı dolu da denebilir.
Eğer olayların zahirine yani dış görünüşüne takılıp, perde arkasındaki İlahi hikmet boyutunu anlamazsak, yanlış kararlar verip ümitsizliğe düşebiliriz. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, bize bu gerçeği şöyle ifade etmiştir:
“Savaş, hoşunuza gitmese de üzerinize yazıldı. Olur ki, siz bir
şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda hayırlıdır. Olur ki, siz
bir şeyi seversiniz; ama o, sizin hakkınızda bir şerdir. Allah bilir,
siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, Ayet 216)
Dünyada hadiseler, Allah’ın Hakîm isminin tecellisine uygun olarak meydana gelmektedir. Esma-i Hüsna’dan olan Hakîm ismi “hüküm ve hikmet sahibi” demektir. Hikmet çok çeşitli manaları olan bir kavram olmakla birlikte, Allah’ın şuunatının (iş ve fiillerinin) hiçbir zaman gayesiz ve abes olmadığını, yüzlerce faydayı ve maksadı içinde barındırdığını ifade etmektedir.
Hikmetini anlayamadığımız birçok olayda yaradılışın sırrını çözemediğimiz için, ya aşırı üzüntü veya ümitsizlik veyahut da kadere itiraz ve İlahi takdiri tenkit etmek gibi vartalara düşmekteyiz. Hastalık ve musibetler karşısında metin ve sabırlı olmanın yolu, her hadisenin mutlaka ilahi hikmet boyutunun olduğuna inanmamıza bağlıdır.
Elbette ki bu İlahi hikmetin tecellisini herkesin hemen görmesi ve bilmesi söz konusu olamaz. Eğer olay yakın çevremizle ilgiliyse öncelikle sabır ve tevekkülle karşılamak sonra neticesine odaklanmak gerekir. Dünyevi hikmetlere aklımız ermezse, uhrevi fayda ve sevaplarını düşünmeliyiz.
Eğer olay ülkeyi, milleti veya ümmeti ilgilendiriyorsa, o zaman daha geniş ve yüksek bir perspektiften bakmak gerekir. Ani ve aşırı tepkilerden kaçınarak sabır ve teenni ile olayın akıbetini beklemek daha doğrudur.
Tarihi olaylar söz konusu olduğunda, muhakkik alimlerin o konudaki yorumlarını dikkate almak, ilahi hikmetin tecellisini daha açık şekilde görmemizi sağlayacaktır. Mesela Allah Resulü’nün (s.a.v.) ikinci gazvesi olan Uhud Savaşı’nın sonu Müslümanların mağlubiyetiyle bitmiş ve 70 seçkin sahabi şehit verilmişti. Sebeplerin başında Peygamberimizin “savunma”........
© Haber Vakti
visit website