menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kılıçlar çekildi ve savaş başladı

11 0
20.02.2025

Küresel güç dengeleri yeniden şekilleniyor. Kılıçlar çekildi ve savaş başladı. Bu savaşı diğer savaşlardan farklı kılan en önemli özelliği barut ve silahla yapılan bir savaş değil, akıl ve strateji yani; diplomasi savaşı olması.

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleştirilen Rus-Amerikan diplomasi zirvesi, Ukrayna krizine dair müzakerelere hazırlık niteliği taşısa da, görüşmeye AB ve Kiev'in davet edilmemiş olması masada bundan çok daha fazlası olduğu gösteriyor.

Bu zirve, bir yandan ABD ile Rusya arasındaki yakınlaşmanın temelini atarken, diğer yandan etkilerinin Ortadoğu'da derin bir şekilde hissedileceği yeni bir sürecin başlangıcını oluşturan kritik bir diplomatik hamle olarak değerlendiriliyor.

Dünya, soğuk savaş döneminde stratejileri belirleyen iki kutuplu bir dünya olmaktan uzaklaşıp çok kutuplu bir dönemin kapılarını aralarken, bu görüşmenin Suudi Arabistan’da gerçekleştirilmesi dikkat çekici. Bunun iki temel nedeni olabilir: İlki, Suudi Arabistan’ın hem ABD hem de Rusya açısından kabul edilebilir bir arabulucu konumunda bulunmasıdır. İkincisi ise, ABD'nin Suriye devrimi sonrası Ortadoğu’da İran’dan boşalan alanı Suudi Arabistan ile doldurma stratejisidir.

ABD'nin Stratejik Dönüşümü: Biden ve Trump Doktrinleri

ABD'nin yeni başkanı Trump, Biden yönetiminin İsrail merkezli, Ortadoğu odaklı ve Rusya tehdidine dayalı stratejisi yerine, "Önce Amerika" yaklaşımıyla Uzakdoğu eksenli ve Çin tehdidine odaklanan, ancak Rusya'yı da göz ardı etmeyen bir politikayı benimsemektedir. Bu değişim, halihazırda şekillenen küresel diplomatik gelişmeleri anlamlandırmada kritik bir zemin sunmaktadır.

Biden yönetimi döneminde ABD, Ortadoğu'da İsrail'i merkeze alan ve Rusya'yı çevrelemeyi hedefleyen bir güvenlik stratejisi izledi. Bu strateji doğrultusunda, Avrupa Birliği ile birlikte Ukrayna krizini tırmandırarak, Kiev yönetimini destekleme ve NATO üyeliği vaadiyle Rusya'ya karşı kışkırttı ve Ukrayna'yı kendi topraklarında, ABD ve AB adına bir vekalet savaşına sürükledi.

Rusya, ABD ve AB'nin taşeron Ukrayna üzerinden kendisine karşı yaptığı bu hamleyi, varlığını tehdit eden bir hamle olarak algılayarak, kendisi için varlık yokluk savaşı olarak gördüğü Ukrayna'ya karşı askeri harekat başlatarak, bütün dikkatini, motivasyonunu ve askeri angajmanlarını Ukrayna cephesine kaydırdı.

ABD, Biden yönetimi döneminde, Ukrayna'da istediğini tam olarak elde edememiş gibi gözükse de en azından Rusya'nın Ortadoğu'daki etkisini sınırlamış oldu.

Trump yönetimi daha seçimi kazanmadan dile getirdiği "Önce Amerika" doktrini çerçevesinde risk ve tehdit algısını Rusya ve Ortadoğu'dan, Uzakdoğu'da Çin'e karşı ve Çin'in ABD'yi doğrudan etkileyen kontrol alanlarına yoğunlaştırarak bu yeni tehdit algısı ekseninde stratejik hamleler........

© Haber Vakti