Dinin istismarıyla kurulan tuzak ve uyanışın gecesi
15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak kazındı. Görünüşte bir darbe teşebbüsüydü; ancak gerçekte, din kisvesi altında örgütlenmiş, dış istihbaratla işbirliği yapan bir yapının devleti ele geçirme girişimiydi. FETÖ, yıllarca “hizmet”, “sohbet”, “cemaat” gibi masum kavramların arkasına sığınıp dini kullanarak büyüdü. Oysa bu yapının temelinde Kur’an’ın özünden kopuk bir öğreti, Allah’a değil lidere itaat ve halkın güvenini sarsan ikiyüzlü bir inanç modeli vardı.
*EN KARMAŞIK TERÖR ÖRGÜTÜ*
*Kur’an’dan Kopuk, Taklitçi Bir Din Anlayışı*
FETÖ, İslam’ı bir maneviyat değil, bir araç olarak gördü. Kur’an’a dayalı sahih bilgi yerine, “ruhani liderin kerameti” gibi akıl dışı telkinlerle kendi dinini inşa etti. Kitap, sünnet ve akıl üçlüsünden uzak bu anlayış, bireyleri sorgulamaktan men etti; düşünmeyi değil, biat etmeyi öğretti. Bu tür bir yapı, eğitimli ama dinî bilgi açısından yüzeysel kitleleri kolayca etki altına aldı.
*Uluslararası Plan*
FETÖ’nün yıllar içinde ABD başta olmak üzere Batı istihbaratlarıyla nasıl derin bağlar kurduğu artık gizli bir gerçek değil. 1999’da ABD’ye........
© Haber Vakti
