Yapay Zekâ: Hoca mı, Asistan mı, Şeytan mı?
Çağa Ayak Uyduramayanlar Yok Olmaya Mahkûmdur
Tarih boyunca çağını okuyamayan, zamanın ruhunu kavrayamayan milletler ya başkalarının boyunduruğu altına girmiş ya da kendi benliğini yitirerek savrulmuştur. Sanayi devrimini kaçıranlar nasıl yüzyıllık geri kalmışlığa mahkûm olduysa, dijital devrimi anlayamayanlar da bugün aynı tehditle karşı karşıyadır. Şimdi ise karşımızda yeni bir kırılma noktası duruyor: Yapay zekâ devrimi.
Görmezden gelmek, şeytanlaştırmak ya da abartarak kutsallaştırmak... Hiçbiri bizi kurtarmaz. Asıl mesele, bu çağın dilini çözmek, yapay zekâyı tanımak ve onu inancımız, ahlakımız ve insanlık anlayışımızla yoğurarak faydaya dönüştürmektir. Osmanlı devleti İstanbul'un fethinde teknolojiden faydalandı. Çağın teknolojisini en üst düzeyde kullanan devletler ileri medeniyet kurmuşlardır.
Yapay Zekânın İnsan Hayatındaki Yeri ve Önemi
Yapay zekâ (YZ), sadece teknolojik bir araç değil, insan yaşamının her alanına sirayet eden yeni bir “akıl” sayılır.. Sağlıktan eğitime, üretimden iletişime kadar her sahada etkisini gösteriyor. Artık doktorların teşhislerini hızlandırıyor, öğretmenlere bireysel öğrenme desteği sunuyor, üretim bandında hata payını sıfıra indiriyor. Yani insanlığın hizmetinde yetişkin bir asistan gibi çalışıyor.
Ama dikkat: Asistan dediysek onun efendisi olmaya devam etmek kaydıyla… Yoksa bu güçlü araç, rehberlik ettiği yerden rotayı ele geçiren bir güce dönüşebilir.
Yapay Zekânın Teknolojinin Gelişimindeki Katkısı
İnsanoğlunun teknolojik serüveni ilmek ilmek ilerlerken, YZ bu yolculuğun hem hızını artıran hem de yönünü değiştiren........
© Haber Vakti
