menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sünnetin korunmuşluğu (5)

5 0
03.03.2025

"O, (senin yanından) ayrılınca yeryüzünde fesad çıkarmak, ekin ve nesli yok etmeye çalışır. Allah ise fesadı (bozgunculuğu) sevmez." (Bakara suresi 205. Ayet)

Bu ayet ile ekinleri yok etmenin yasaklandığı anlaşıldığına göre, ayete göre fesat çıkarmak olan ağaçları kesmenin de, tarlaları imha etmenin de günah olduğu öğrenilir.

Savaş esnasında düşmanlara ait ağaçların kesilebileceğine dair bir ayet olmadığı halde, Hz. Peygamberin emriyle sahabeler tarafından ağaçlar kesilmiştir. İşte bu konuyla ilgili ayet şöyledir.

Hurma ağaçlarından her neyi kestiniz, yahut (kesmeyip) kökleri üzerinde dikili bıraktıysanız hepsi de Allah’ın izniyledir. Bu da (bu izin) fasıkları rezil etmesi içindir. (Haşr suresi 5. Ayet)

Ayette bir savaş sırasında düşmanlara ait ağaçların bir savaşta kesilmesi hadisesinin geçmiş zamanda olduğu bildirilerek, bu işlemin "Allah'ın izniyle" olduğu bu ayette bildirilmiştir. Burası çok önemlidir. Hz. Muhammed'in (s.a.v) bunu şahsına özgü bir karar ile yaptırmayıp tam aksine Allah’ın kendisine izin vermesi ile yaptırıldığı beyan edilir. Hz. Peygambere (a.s) verilen özel bir izinle yani Allah'ın izniyle ağaçların kesildiğinin ayetle bildirilmesi sayesinde, ağaçları kesmek günah iken peygamberin (a.s) ağaçları kestirmesi sebebiyle peygamberimize (a.s) o dönemde ve tüm dönemlerde yapılacak itirazların önüne geçilmiş oldu.

Bu hurma ağaçları kesilmeden önce Allah tarafından ağaçların kesilmesi konusunda, Allah'ın izin verdiğine dair Kur'an'da herhangi bir ayet yoktur. Hatta en başta verdiğimiz Bakara Suresi 205. Ayette ağaçların kesilmesinin ise günah olduğu anlaşılır. Peki ağaçları kesme izni hangi şekilde verildi? Bir Kur'an ayeti olmadan, Allah tarafından Allah Resulüne izin verilmesinden anlıyoruz ki, vahyin denetiminde olan Allah Resulü ile Allah arasında, bu ağaçların kesilmesine izin verilmesi hususunda Kur'an dışında bir iletişim hali olduğu çok açık.

Ayette, "Her neyi kestiniz, yahut (kesmeyip) kökleri üzerinde dikili bıraktıysanız hepsi de Allah’ın izniyledir." diye bildirilmekteydi. Kesilen ağaçların ve kesilmeyip kökleri üzerinde dikili bırakılan ağaçların, ilahi bir ölçüye göre Allah'ın muradına uygun bir biçimde bir kısmının kesilerek, bir kısmının kesilmeyip kökleri üzerinde dikili bırakıldığına varıncaya kadar bir ayrıntı verilerek, Allah'ın verdiği iznin nasıl olduğu hakkında bilgi verilerek bize açıklanır. Ayrıca ayette, Allah'ın bu izninin (emrinin), fasıkları rezil etmek için olduğu belirtilir.

Haşr suresi 5. Ayette Rabbimizin Resulüne izin (emir) verdiğini belirtmesiyle, Rabbimiz ve Resulünün Kur'an dışında da bir iletişim halinde olduğu anlaşıldı. Allah Resulüne bir ayet gelmeden Allah'ın emriyle (izniyle) ağaçlar kestirildi. Bakara suresi 205. Ayette ağaçları kesmek günah iken ağaçları savaş durumunda gerektiğinde ölçüyü aşmadan kesmenin günah olmadığı, Hz. Peygamberin emriyle ölçüyü aşmadan ağaçların bir kısmı kestirilip, ağaçların bir kısmına dokunulmaması sayesinde herhangi bir ayet inmeden sünnet ile beyan edilmiş oldu. Herhangi bir ayet henüz inmeden, kitabın dışında indirilmiş hikmet vahyinin uygulanması olan sünnet ile, Kur'an dışında bir beyan (açıklanmış) yapılmış oldu. Haşr Suresi 5. Ayetin, bu hadiseden daha sonra indiğini, ayetin geçmiş bir zamana atıf yapmasından anlamaktayız.

Haşr suresi 5. Ayette geçen Allah'ın izniyle ifadesi, ayette geçen eylemin Resulün kendisiyle sınırlı bir izinle değil de, Allah'ın izniyle (emriyle) olduğunu bildirir. Bu durum, Hz. Peygambere (a.s) kitap ve hikmetin indirildiğini bildiren Nisa Suresi 113. Ayetteki, kitabın dışında bir de hikmetin indirilmiş olduğu gerçeğine delildir. Dikkat ettiyseniz, Haşr suresi 5. Ayet gibi hikmetli bir ayet gelmeden önce, kitabın dışında bir hikmetli vahyin indirilmiş olduğu ve böylece Bakara Suresi 205. Ayetin, bu indirilmiş hikmetin pratik uygulaması olan sünnet ile de beyan edildiği ortaya çıkmış oldu.

Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş, bilmediğini sana öğretmiştir. Sana Allah’ın lütfu gerçekten büyük olmuştur. (Nisa Suresi 113. Ayet)

Arapça da vav atıf edatı, aynen türkçedeki "ve" bağlacı gibi iki farklı şeyi birbirinden ayırmak için kullanılır. Dolayısıyla Nisa Suresi 113. Ayette, kitap ve hikmeti birbirinden ayıran vav atıf edatı, kitap ve kitabın dışında hikmetin indirildiğini anlamamızı sağlar.

Kur’an’da ve arap dilinde, kitap ile hikmet eş anlamlı olarak kullanılmamıştır. Kur'an'da hikmet olduğu gibi Kur'an dışındada hikmet vardır. Bakara 2/269, Lokman 31/12, Nahl 16/125, Zuhruf 43/63 ayetlerinde yer alan hikmet kelimesinden Kitap veya Kur'an yerine, bilgelik kastedilmiştir. Kur'an'da peygamber olduğuna dair hiçbir ibare olmayan ve çoğunluğun görüşüne göre peygamber olmadığı düşünülen Lokman'a (a.s.), Lokman 31/12 ayetinde hikmet verildiği belirtilir. O halde, "Hikmet sadece Kur'an'dır."........

© Haber Gündemim