menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kitap ve Hikmet (1)

8 0
02.06.2025

"…Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş…" (Nisa 4/113) ayetinde, kitap vahyinin ve kitap dışı hikmet vahyinin ayrı ayrı Allah'ın Resul'üne indirildiği bildirilmektedir.

Bu konuyla ile alakalı bazı iddialar var. Bu iddialara bazı cevaplar vermeye çalışalım:

Bazı kimseler, "Bu Ayette (Nisa 4/113) geçen hikmet kelimesi, Kur'an'ın bir parçasıdır veya kendisidir" diye iddia etmektedir.

El Cevap: Bu iddia, doğruyu yansıtmamaktadır. Burada bahsedilen hikmet, Kur'an'dan bir parça değildir, Kur'an'ın kendisi de değildir. Bu ayette kitap ve hikmet kavramları arasındaki "vav" atıf harfi, birbiriyle farklı olan iki şeyi ayırmak için gelmiştir. Arapçada, vav-ı atıf, aynen türkçedeki "ve" bağlacı gibi birbirinden farklı iki şeyi birbirinden ayırmak için gelir.

Eğer hikmet, Kitab'ın bizatihi kendisi veya parçası olsaydı, Nisa Suresi 113. Ayette geçen Kitap ve hikmet tabirinin arasına vav-ı atıf getirilmezdi. Hatta arapçaya göre vav-ı atıf getirilmeseydi, Kitap ve hikmetin arası daha iyi birleşmiş olur ve bu durumda hikmet, Kitab'ın bizatihi kendisidir veya Kitaptan bir parçadır diyebilmemiz çok daha mümkün hale gelirdi.

Bir örnek verelim:

"Boyu uzun bir adam gördüm" cümlesinde uzun ve adam kelimelerinin arasına "vav" atıf harfi koyulmaz, çünkü boy, adamdan bir parçadır. Böylece arapçasında "vav" atıf harfi konulmadığından uzun ve adam kelimeleri iyice birleşmiş olur.

Arapçası şöyledir: رايت رجلا طويلا

Başka bir örnek verelim:

"Bana Zeyd yani kardeşin geldi" cümlesinde Zeyd ve kardeş ile bahsedilen şahıs aynı kişi olduğundan bu nedenle araya "vav" atıf harfi girmez. Böylece arapçasında "vav" atıf harfi konulmadığından Zeyd ve kardeş kelimeleri iyice birleşmiş olur.

Arapçası şöyledir: جاءنى زيد اخوك

Me'aric Suresi 4. Ayet delil gösterilerek vav-ı atıfın birbirinden farklı iki şeyi ayırmadığı iddia edildiğinden, bu konuda bir açıklama yapalım.

Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir. (Me'aric Suresi 4. Ayet)

Bu ayette vav-ı atıf ile birbirinden ayrılmış "Melekler ve Ruh (Cebrail)" ibaresi ile, "Ruhun (Cebrailin) içinde olduğu tüm Melekler ve Ruh (Cebrail)" gibi bir ifade kastedilmemiştir. Zaten arapçanın gramerine de aykırıdır.

Cebrail de bir melektir ama vahyi ulaştıran özel bir melek olmasından ve/veya başka bir gerekçeden ötürü diğer melekler ile arasını ayırmak için araya giren vav-ı atıf ile burada yapılan, Cebrail haricindeki diğer Melekler ile özel bir melek olan Cebrailin arasının ayrılmasıdır. Yani Cebrail de bir melek olduğu halde, ayette geçen melekler ifadesindeki kasıt, Cebrailin de içinde bulunduğu tüm melekler........

© Haber Gündemim