Kutlu Doğum 59
KUTLU DOĞUM 59
Otuz İkinci Pencere
Burada Kur’an-ı Kerim’den Fetih ve A’râf surelerinden ayetlerin mealleriyle konuya giriş yapılacaktır.
Risale-i Nur, Sözler, Otuz İkinci pencere ile başlanacaktır. Ayetler:
هُوَ الَّذِۤى اَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدٰى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدّينِ كُلِّهِ وَكَفٰى بِاللهِ شَهِيدًا “Huvellezi ersele resulehu bil huda ve dinil hakkı li yuzhirehu aled dini kullih, ve kefa billahi şehida.” 1
1- "Bütün dinlere üstün kılmak üzere Resulünü hidayet ve hak din ile gönderen Odur. Buna şahit olarak Allah yeter." Fetih Sûresi, 48:28.
قُلْ يَۤا اَيُّهَا النَّاسُ اِنِّى رَسُولُ اللهِ اِلَيْكُمْ جَمِيعًا الَّذِى لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ يُحْيِى وَيُمِيتُﮎ “Kul ya eyyuhen nasu inni resulullahi ileykum cemianillezi lehu mulkus semavati vel ard, la ilahe illa huve yuhyi ve yumit…” 2
2- "De ki: Ey insanlar! Ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın gönderdiği peygamberim. Ondan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Dirilten de Odur, öldüren de." A'râf Sûresi, 7:158.
Şu Pencere,
semâ-i risaletin (Peygamberlik asm semasının) güneşi,
belki güneşler güneşi olan Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın penceresidir.
Şu gayet parlak ve pek büyük ve çok nuranî (parlak) pencere,
Otuz Birinci Söz olan Mirac Risalesiyle (Peygamberimizin asm. Allah’ın huzuruna yükselişi ve bütün kâinat âlemlerini gezdiği yolculuğu anlatıyor.)
On Dokuzuncu Söz olan Nübüvvet-i Ahmediye Risalesinde (Hz. Muhammed’in peygamberliği aleyhissalâtü vesselâm bahsi) ve
On Dokuz İşaretli olan On Dokuzuncu Mektupta ne derece nuranî (aydınlık) ve
zâhir (görünür) olduğu ispat edildiğinden,
o iki Sözü ve o Mektubu ve o Mektubun On Dokuzuncu İşaretini bu makamda düşünüp, sözü onlara havale edip, yalnız deriz ki:
Tevhidin (herşeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve inanma) bir burhan-ı nâtıkı (konuşan delili) olan
Zât-ı Ahmediye (Peygamberimiz Hz. Muhammed’in zâtı, şahsiyeti aleyhissalâtü vesselâm),
risalet (peygamberlik) ve
velâyet cenahlarıyla (velilik taraflarıyla),
yani kendinden evvel bütün enbiyanın (peygamberlerin)
tevatürle (yalan söylemeyen topluluklardan gelen ve........
© Haber Gündemim
