Yalanın istatistiği: Mayıs 2025'te enflasyon düştü mü, düşürüldü mü?
Daha düne kadar p’lere dayanan enflasyonun bir anda bu seviyeye düşmesi, bazı çevrelerce “başarı hikayesi” gibi pazarlanırken, sokakta yürüyen vatandaşın buna şaşıracak hâli bile kalmadı. Çünkü artık herkes biliyor: Bu ülkede rakamlar, gerçekleri değil, iktidarın işine gelen algıyı yansıtıyor.
Aylar öncesinden Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “Mayıs ayında enflasyon zirve yapacak, sonra düşecek” demişti. Dediği de oldu. Ne tesadüf değil mi? Ekonomi öyle matematiksel doğrulukla ilerleyen bir alan mıdır ki, bu kadar milimetrik öngörüler tutar? Elbette hayır. Bu, bir öngörü değil, baştan yazılmış bir senaryonun sahneye konmasıdır. Ekonomik düzelmenin değil, rakamlar üzerinden yapılan makyajın göstergesidir. Çünkü bu ülkede enflasyon artık TÜİK tablolarında değil, pazarda, kasapta, markette yaşanıyor. Ve orada “düşüş” değil, hâlâ tırmanış var.
Domates hâlâ 30 lira. Kiralar zaten uçmuş, düşmesi mümkün değil. Ayçiçek yağı 100 liranın üzerinde. İnsanlar artık etin kokusunu duymayı bile lüks sayıyor. Bu ülkede bir memur, maaşıyla 1 1 evin kirasını zor karşılıyor. Emekliler, açlık sınırının altında yaşıyor. Gençler kahve içmeye çıkmaya korkar hâlde. Ama biz bu tabloya rağmen “enflasyon düşüyor” denmesine tanıklık ediyoruz. Üstelik bu söylem, ekonomi yönetimi tarafından değil, psikolojik bir kampanya gibi organize ediliyor. Ekonomik göstergeler üzerinden değil, beklentiler üzerinden bir umut........
© Haber Ege
